24 Mayıs 2015 Pazar

BENİM DEVLETLÜ SULTANIM AKÎBÂTIN HAYR OLSUN

Meşhur divan şairi Şeyhî, Germiyanoğlu Yakub Bey’in hekimi ve meclisindeki en önemli söz sahiplerinden biriydi. Fırsat buldukça Germiyanoğlu’na atfen yazdığı şiirlerle onu göklere çıkarır, tabii ki bunu da yüksek seviyeli edebi bir dil ile yapardı. Germiyanoğlu’na bir gün cahil sarıklının biri  (belki de medreseyi arka kapıdan bitiren molla müsveddesi) şiir sunmuş ve o da bunu çok beğenmiş. Öyle beğenmiş ki şairini ödüllere boğmuş. Överken söylediği “bizim Şeyhî aceb aceb sözler söyler bilmem beni medh mi eder yohsa zem eder”gibi sözlerle de yanı başındaki Şeyhî’yi bir kalemde harcamış. Zavallı Şeyhî bu duruma çok bozulmuş zira oldukça basit olan bu şiirde sarıklı cahil “âkıbetin” demesini bile bilmediğinden “akîbatın” diye yazmış Aynı şekilde kendisine ne dendiğini yine anlamayan Germiyanoğlu, bal ile kaymağa, yeşil çayırlara tav olmuş. O devir için lugat hatası affedilecek bir hata değildi. Üstelik “hayr”a “çayır”ı kafiye yapan bu şairin öne çıkması Gelibolulu Ali’yi de sinirlendirmiş ve bu hikayeyi Künhü’l-Ahbar isimli tarihine almış. Osmanlı Arşivi'nde bulunan cönk benzeri bir defterde de kısa hikayesiyle birlikte kaydedilmiş. Bu nüshayı sizlere sunuyorum.

METİN:

Şeyhî merhum asrının serâmedi ve zamanının emirü’l-kelam-ı müeyyedi. Germiyanoğlu namındaki padişah, bir destârî bu beyti sundukda ol padişah tahsin eyleyüp “medh bu gûne olur bizim Şeyhî aceb aceb sözler söyler bilmem beni medh mi eder yohsa zem eder”

şiir-i müstahsen budur

Beyt:

Benim devletlü sultanım akîbâtın hayr olsun
Yediğin bal ile kaymak yürüdüğün çayır olsun»





Hiç yorum yok: