İnsanlık aynı seyri takip ederek bugünlere geldi ama kimi yerinde sayıyor, kimi meziyette bir üst fazilet seviyesine çıkmaya çalışıyor, kimi de ilkel toplum kurallarını işletiyor.
Küçük yaşta kızların yaşlı heriflere para karşılığı satılması da sadece bizde olmuyormuş. Sırp kızı Poleksiya 28 yaşında iken Bulgar İhtilal Komitesi üyesi olmak töhmetiyle yakalanmış. Sorgu tutanaklarında öyle bilgiler veriyor ki ne bahtsız bir kadınmış diye üzülüyorum. Henüz 14 yaşında dayısıyla babası 500 kuruşa bir ihtiyara satmışlar kızlarını...Altı ay zorunlu beraberlikten sonra sevdiği bir adam çıkmış karşısına, birlikte firar etmişler ama bu sefer başka bir kayaya çarpmışlar. Oradan kiliseye, geneleve, kafe-şantana, terör örgütü militanlığına kadar uzanan maceralı bir hayatın sorgusu önümde duruyor. Buradaki ifade, Türkçe bilmeyen Poleksiya'nın yeminli tercüman Jandarma Yahya ve Polis Aziz Efendi'nin çevirisine göre alınan ifadesidir. Metnin dilinde bazı kopukluk ve farklılıklar olması tabiidir. Köşeli parantezle gösterilen bir iki yerin dışında tarafımdan müdahalede bulunulmadan düz bir çevriyazı ile sizlere sunuyorum.
Bulgaristan Komitesi
efradından olmak üzere derdest edilen Poleksiya nâmenin Türkçe bilmeyip
Bulgarca ve Arnavutça tekellüm edeceğini beyan etmekle kasemle tercüman
jandarma Yahya vasıtasıyla zabt edilen takriri.
Fi 7 Cemaziyülevvel
sene 319 ve Fi 8 Ağustos sene 317 Çarşamba
-İsim ve şöhret, sin ve sanat, mahall-i ikamet ve tabiiyyetin nedir. Okuryazar
mısın, milletin nedir?
-İsmim Poleksiya, pederim
İstamenko, sinnim yirmisekiz, sanatım yoktur. Sırp milletinden ve tebaasından
olup Kosova vilayeti dâhilinde İpek sancağında Bükreş Mahallesi ahalisinden, okuryazar
değilim.
-Ne vakitten İpek sancağından çıktın ve esbâb nedir söyle?
-On dört yaşında iken Yakova
kazası dâhilinde Lukan karyesinde dayım Koksaka’nın hanesine görüşmek için
gittim. İki hafta oturdum. Dayımla pederim karye-i mezkûrda Sava nâmında bir
ihtiyara beş yüz kuruşa beni nikâh etmek istediler. Mamafih beni merkûma
verdiler. Altı mâh merkûm Sava’nın nezdinde kaldım. O ihtiyar ben genç
olduğumdan merkûmu istemeyip İpek’in Reçan karyesinde Mehmed Emin Ağa’nın hizmetkârı
Rade nâmında birisi ile yekdiğere muhabbet ve muaşaka hâsıl ettik. Binaenaleyh merkûm
Rade ile bir gün Mehmed Emin Ağa’nın nezdine firar ettim. Ağa-yı merkûm beni
Rade’nin elinden zabtederek üç sene kendisine mâl edip hizmetinde bulundum ise
de Mehmed Emin’in diğer zevcesi ve biraderi Sadri ile imtizac etmeyerek bir
gece Ramazan’da erkek elbisesi labüs olarak İpek sancağına, kiliseye firar
ettim.
-Demek Mehmed Emin Ağa’ya gittikten sonra İslamiyet’le ve nikâhla
nezdinde bulundunuz yoksa gayrimeşru suretle. Burasını hele beyan et.
Kâtip: Ali Rıza, Müstantik: Ramiz
-Efendim Mehmed Emin Ağa’ya
gittiğimde ihtida edip Müslüman oldum. İsmim Fatıma bırakıldı. Nikâhla beni
alarak hatta yedime bir kâğıt verdi. Cuma günleri de bir hoca gelip beni umur-ı
diniyeden tefhim ederdi.
-Çok alâ. Hele kiliseye iltica ettiniz sonrasını söyle.
-Kiliseye dâhil tekrar
Nasraniyeti kabul edip üç gün kilisenin mahzeninde muhafaza edildim ve
erkekvâri tıraş ettiler. Üzerime başka bir erkek elbisesi gi[ydi]rüp kilisenin
birinci papası Pop Safrani ve Kalokekasi Heci Radonka beni iki kiracıya
teslimen Priştine Sırp konsolosuna teslim ettirdiler. İki gün orada kaldım.
Konsolos bir bargir ve iki kiracı ile beni Sırp hududun tecavüz ettirip
Kurşunlu’da Sırp memuruna îsâl ettiler yani Ürgüp kaymakamına teslim oradan da
Niş’e belediye reisi şimendiferle Belgrad’a ulaştırdılar. Polis idaresi beni Başvekile
gönderdiler. Kralın huzuruna çıkarıldım. Şehrî elli Frank ücretle Darülaceze’de
hizmet etmek üzere tayin etti. Bir buçuk sene orada kaldım. Müdire ile imtizac
edemediğimden mezbûre bir gün beni yemekle tesmîm ettiğinden hastahaneye
götürülüp tedavi edilerek bir daha Darülaceze’ye gitmeyip Kerhaneci Sofya nâm
kadının hanesine gidip iki mâh orada kaldım. Katıca nâmında olan bir kadın beni
kandırıp “mademki alüftelik ediyorsun Sofya’da daha ziyade para kazanırsın”. Yedime bir kâğıt ita, Sofya’da kahve şantan
tutmakta olan Ohrili Robiçe İvan nâma gönderdi. Bir sene merkûmun nezdinde tarik-ı
gayrimeşruda pûyan oldum. O sırada "Makedonya Meselesi" meydana
çıktı. Kahve[de] birkaç kişi komite olduklarını İslamlara hücum edeceklerini
dediler, konuştular. Ben dahi merkûmana “kadınları komiteye kabul eder misiniz?”
dedim. Reisimize müracaat dediler. İspiro Kostaviç nâmında komite reisine
götürdüler, sual etti. Arnavut olup zaten istememiş olduğum fuhşiyattan usanmış
olduğumu ve komitkaya kabulümü istedim. Yedime Martin verip istimalde
maharetimi gördüler ve bir büyük sudan geçirdiler. Ben dahi komite ile maan
İslamlara hücum ve o yolda olacağımı vaad ve taahhüt ettim. Beni kabul ettiler.
Saçlarımı kat’ ve erkek elbisesi gi[ydi]rip yedime martin ve bir revolver ve
bir de yatağan bıçağı ve iki yüz yirmi fişenk teslim ettiler. Komitelere
iltihak ile beraberce Sofya’dan hareket ettik.
-Buraya kadar takririni [imza] eder misin?
-Mührüm yoktur, imza bilmem. Fi 8
Ağustos sene 317.
Tercüman-ı maznun. Polis Aziz, Polis Ali, Polis Ali Rıza, Polis Ali
Rıza, Müstantik Ramiz.
Mezbûre Poleksiya’nın
zabt edilen bakıyye-i ifade-i istintakı
Fi 9 Cemaziyülevvel sene 319 ve Fi 9
Ağustos sene 317
Polis Aziz Efendi kasemle
tercüman tayin kılındı.
-Dünkü gün komite ile müsellahan Sofya’dan hareket ettiklerini beyan
ile ifadeniz orada kat’ olundu. Sofya’dan ne maksatla ve kaç neferle hareket
ettiniz?
-Sofya’dan yüz elli neferden
ibaret bir komite ile Makedonya’ya geçip İslamlarla mukatelede bulunmak ve ben
dahi genç yaşında tarik-ı gayrimeşruda kalmaktan ise de bu uğurda feda olmak
üzere komiteye iltihakla beraber hareket ettik. Bir mah zarfında Balkanlarda
dolaşmakla Osmanlı hududuna karib Bulgarya’nın Rakova karyesine geldik.
Sofya’dan orada alınan bir telgrafnâmede Minister İstanbulof’un katlolunduğu
bildirilmekle asıl reisin bu haber-i vefatı üzerine Rakova karyesinde yüz elli
komitenin Balkanlara dağılacağından ve benim inas olduğumdan kimse dokunmamak için
Köstendil’e iademe karar verdiler. Orada yalnız tüfenkçi cephaneyi ve
verdikleri elbiseyi alarak yalnız kendi revolverim nezdimde bırakılıp 1895
senesinde beni Köstendil’e iade ile eski komite İlo’ya teslim ettiler. On üç
gün orada kaldım. Sofya’ya hareket ettim ki o sırada Devlet-i Aliyye’den
Bulgarya prensine emir gelmiş idi. Komiteyi geriye alınız yoksa asker çıkarıp
mahvederim demiş idi. Ol vakit komiteleri korkularından Sofya’ya aldılar. Ben
Sofya’ya muvasalatla komite reisi Drayçe Ketan’a müracaat ettim. Elli Frank ita
ederek beş gün sonra nezdine gitmeyi tavsiye etti. Avdet ettim kendim için bir
kat kadın elbisesi aldım ve bir kocakarının hanesinde kaldım. Yirmi dört saat
zarfında merkûm Drayçe Ketan’ın vefat ettiğini işittim. Merkûmun yerine Boris
Sarafof nâmında olan şahıs komite riyasetine tayin olundu. Ben dahi bir mah
sonra cemiyet-i fesadiyenin meclisine gittim. Ahvali kendilerine arz ettim ise
de katledilmiş komitelerin birçok eytamı kaldığından ancak bunları idare
edebiliriz diyerek ve sana bir para veremeyiz söyleyerek beni kabul
etmediklerinden bi’z-zaruri evvelce nezdinde tarik-ı na-meşru’ada bulunduğum
kahvecinin nezdine avdet ve bir sene yine namussuzlukta bulundum. Sonra o
kahveciden darılıp Omca nâmında birinin kârhanesine gidip dört sene de orada
kaldım. Bir eyyamda şunun bunun nezdinde kalıp bilahare Sofyalı Ustoyan
İvanoviç nâma taaşşuk ederek merkûmun nezdinde kalıp bir gün kendisi ile
münazaa ettim. Haylice darb etti. Ben dahi derhal Sırp konsolosuna müracaatla
tahlisimi ve ailemle mülakat etmek üzere İpek sancağına i’zâmımı istirham
ettim. Konsolos muvafakat etmeyip Sırbistan’a beni gönderdi. Belgrad’da
Tipograt Oteli’nde iki gece kalıp hükûmete gittim. Başvekil ile görüştüm. Kırk
Frank harçlık verdiler oradan hareketle Niş’e gelip Türkiye Oteli’ne indim.
Sofya’da Prizrin’e hareket edecek olan Selime hanımla görüşmüş ve beraberce
hareketi kararlaştırmış olduğumuzdan mezbûreye Niş’den bir telgraf verdim.
Ertesi mezbûre geldi. Bu geçen Salı gecesi Niş’den şimendiferle mezbûre ile
maan hareket edip gündüz saat dörtte Zifçe’ye Osmanlı hududuna ulaştık. Bir
adam mezbûre Selime hanıma ziyade rica ederek kendisine hizmetçi vermeyi istedi
ise de vermedi. Orada Baba Ali nâmında birisi ile Arnavutça konuşmaya başladık.
Prizren’e gidip aile ile mülakat badehu nezdine avdet edeceğim va’diyle oradan
mufarakat şimendiferle Üsküb’e muvasalatta derdest olunup terceme-i halim
bundan ibarettir.
-Makedonya komitesinden şu şehadetnâmeyi niçin aldın.
-Makendonya’da komiteliğe
çıktığım haberi şayi’ ve hatta resmimi dahi almış olduklarını Sofya’da işittim.
Maamafih komiteye dahi bir mâh kadar hizmet etmiş olduğumdan malum olmak üzere
işbu şehadetnâmeyi aldım. Yedimde bulunsun da cesaretim ve hizmetim bilin.
-Bu şehadetnâmenin yukarısında arslan başı ile bunun karşısında ve iki
dairesinde kadın resmi nedir?
-Arslan resmi armadır. Kadın
resmi elini uzatıp Makedonya’yı tutmuştur.
-Kadının aşağıda olan resimle bunun sağ ve solundaki resim kimlerdir.
-Birinci komite reisi olup vefat
eden Tariko Kitan’dır. Sağ tarafındaki komitede Yüzbaşı Boriçek Naçak’dır. Bu
da katlolunmuştur. Soldaki dahi Yüzbaşı olup Broçek Monako’dur. Merkûm da kendi
nefsine kasd ve telef etmiştir. Aşağıda müsellah elinde tüfenk durmuş olan
şahıs ve bu da Komite Salma olup bu dahi katledilmiştir.
-Sen komiteye ne gibi hizmette bulundun ve beraberce bir mukatele ve
münazaada bulundun mu? Veyahut bir komiteden diğerine bir haberler götürdün mü?
-Evvelce arz ettiğim vechile bir
mâh kadar Balkanlarda bulunduk. Hududu tecavüz etmezden geriye avdet ettik.
Başka bir hizmette bulunmadım.
-Komiteye duhulünüzden sonra bu taraflara hiç geçtiniz mi?
-On dört sene akdem Osmanlı
toprağından mufarakatla birinci defa olarak bu kere avdet ettim.
-Pekala, İpek'de akrabanız kimlerdir?
-İpek'de pederim İstamenko ve
biraderlerim Ermiya ve Dimitri ve hemşirelerim Metreder Ağniya nâmlarında
bulunuyorlar. Sofya'da kendilerinden mektup aldım.
-Ya şu kendi pasaportunuzdan başka diğer pasaport kimindir ve sizde
neden bulunuyor?
-On dört sene akdem Sırbiye'ye
kaçarken Priştine'nin Leho karyesinde Doviç kilisesinde bir akşam yattım. Orada
geçenden İstano Soloviç Pop Sava nâmında bir papas ile görüşüp konuştum ve
hareketimde bir beyaz Mecidiye verdi. Bu geçen şehr-i Nisan'da Sofya'da iken
bulunduğum hanenin kapısı urularak açtığımda bir papas içeriye girdi. Kendisine
kahve ikram ettim. Merkûm kendisini tanımaz olduğumu sual ettim. Bilmem dedim.
Doviç kilisesindeki genç papas olduğunu ve bir Mecidiye verdiğini söyledi. Daha
ziyade ikram ettim. İfadesine Sırbistan'dan firar etmiş. Bir hafta nezdimde
kaldı sonra gidip kendisi Sırbiye'ye göndermek için gidip Sofya'dan Sırbiye
konsolosuna rica ettim. Yarın gönder söyledi. Papas merkûm ertesi günü kendi
kendisini Sırbiye'ye gönderdi. Hamil olduğu atik tezkiresi "Radikal
Meselesi"nde bulunduğu ve Rusya ile Karadağ tarafından tezkirede işaret
bulunduğu münasebetiyle zaten o meseleden firar etmiş olduğu cihetle nezdimde
bıraktı.
-Pekala bu tezkireyi sen niçin beraberce dolaştırırsın?
-İşte bir ağırlığı yoktur.
Sandığımda kalmıştır.
-Ya üzerinizden çıkarılan revolveri ne için taşıyorsun.
-Ben Arnavut olup birçok yerler
dolaştım hallerde muhafaza-i nefsim için taşıyorum
.
-Senin nefsine değil ırzına suikasd olabilir. Onu da muhafa etmemişsin
daha revolveri taşımakta olan maksadınızı beyan ediniz.
-Doğru ben ırzımı muhafaza
etmedim. Binaenaleyh ecnas-ı muhtelife ile görüşüyor olduğumdan sarhoşluk
saikasıyla nefsime dahi kast olabileceğinden ol vakit hayatımı muhafaza revolverle
ederim.
-Komite olduğun halde hiçbir kimseye kurşun atıp ve yahut bir varaka
gönderdiniz mi?
-Bera-yı talim nişana kurşun
attım fakat insana atmadım ve hiçbir tarafa varaka veyahut haber göndermedim.
-Resminizi nerede çıkardınız?
-Her sene bir defa fotoğrafımı
aldırmaktayım. Bunu da Sofya'da çıkardım.
-Komitede müsellah olduğunuz halde fotoğrafınızı aldılar mı?
-O halde fotoğraf çıkarmağa
bırakmadılar.
-Ya şu ilmühaber nedir?
-Sofya'da Arnavut Uhuvvet
Cemiyeti olup ileride ihtiyacı oldukda almak ve fukara olmamak için tesis
edilen sandığa şehrî bir Frank vermek üzere kayıt olarak mah zarfında üç Frank
vermiş olduğumdan bu ilmühaberi cemiyet-i mezkûr sandığından ahz ettim.
-Demek fikriniz yine Sofya'ya avdet etmektir.
-Zaten Sofya'dan çıkmak fikrinde
olmadığımdan cemiyet sandığına bu parayı verdim. Birden bire bu tarafa
ber-vech-i maruz hareketim icab etti. İpek'de akraba ve biraderler ve ehibba
ile imrar-ı hayatla bir daha avdet etmemek üzere Sofya'dan mufarakat ettim.
-Sofya'dan yüz elli nefer komite hareketinizde riyaseti size kim
ediyordu?
-İspiro Kostaf nâmında birisi
idi.
-Kosova vilayeti dâhilinde ikamet etmekte olan Sırp ve Bulgarlardan
kimler komiteye dâhildir.
-Arz ettiğim yüz elli nefer
komite arkadaşlarımız meyanında bu vilayetten mülhakatında çok kimse var idiyse
de esamilerini şöhretlerini bilemem.
-Halâ komiteler bulunuyor mu?
-Sofya'da komite reisini ve daha
taallukatını derdestle mahpus ettiler. Ol vakitten komite nâmı kâle alınmaması
resmen ilan olundu. O cemiyet dağılıp bitti. Şimdi yoktur.
-Takririn temhir eder misin?
-İpek sancağına gidersem orada
benim komiteden olduğumu bildiklerine mebni hükûmet aleyhine bir şey olur ise
benden gizlemeyeceklerinden haber aldığım gibi hükûmet-i mahalliyeye malumat
vereceğim ve zaten komite ile bir mah bulunup mufarakatla bana aylık
vermedikleri münasebetiyle yine umumhaneye avdete mecbur olduktan sonra o
fikirden de feragat ettim. Mührüm yoktur, imza bilmem.
9 Ağustos 1317
Maznun
|
Tercüman
|
Müstantik
|
Katib
|
Polis
|
Polis
|
Jandarma
|
Poleksiya
|
Aziz
|
Ramiz
|
Ali Rıza
|
Ali Rıza
|
Ali
|
Yahya
|
Mezbûre Poleksiya'nın komite
efradından olduğunu ikrar ve yedinde cemiyetin şehadetnâmesi tutulmasına ve
revolverle müsellah bulunmasından görülen lüzuma ve vuku' bulan talebine binaen
muvakkaten tevkifine karar verildi.
7 Cemaziyülevvel 1319 ve 9
Ağustos 1317
[Mühür yerine ] Kosova Bidayet
Mahkemesi Müstantiki - Sânî Ramiz
Ceza Riyaset-i
Aliyyesine Fî 9 minhu
/ Cemal / Muvafıkdır Fî 9 minhu / Mustafa Ziya
Daire-i İstintaka Fî
9 minhu
Bu bâbda başkaca tahkik kılınacak cihet olmadığından
tahkikat hitam bulmağla müddei-i umumî muavinliği memuriyet-i aliyyesine tebliğ
olunur. 11 Ağustos 1317
İstintak
Mühr-i Resmisi
İmza
Ramiz