Osmanlı Devleti’ne son devrinde sadrazam olmuş, sonrasında Viyana Sefiri tayin edilerek uzakta tutulmuş Hüseyin Hilmi Paşa’nın ibretle okunması gereken bir mektubundan bazı satırları öne çıkarayım. Mektubu, Osmanlının son vakanüvisi, Meclis-i Ayan’ın saygın üyesi Abdurrahman Şeref Efendi’ye 5 Mayıs 1913 tarihinde Viyana’dan göndermiş. Balkan Savaşı’nda kaybedilen topraklar ve onbinlerce canın acısı tazeyken yazılmış. Tamamını sadeleştirmeyeceğim, işaretli satırlar şöyle:
“Üç-dört senedir takip ettiğimiz sıkıntılı, çıkmaz yolda inattan
vazgeçip, ılımlı, akıllı politikalara yapışmazsak, memleketin geri
kalanının da geleceği karanlıktır. Bize Anadolu’da on beş, yirmi senelik
bir mühlet takdir olunuyor. Akıl ve hikmet çevresinde hareket edip
idareyi iyileştirebilir, memleketin imarında bir başarı gösterebilirsek,
bize biçilen ömrü Allah’ın yardımıyla ebedi kılmak mümkündür. İç
karışıklıklar ve çekişme uzayıp gider de içe ve dışa güven telkin
edecek, ıslahatları hazırlayıp uygulayacak, her anlamda muktedir olacak
bir hükümet kurulamazsa, Kürdistan, Suriye ve Irak gibi büyük
parçalarımızın Osmanlı idaresindeki ömrü on beş-yirmi seneden önce de
bozulur. Hafız-ı Hakiki bize o uğursuz günleri göstermesin. Âmin. ”