31 Temmuz 2015 Cuma

KOKAN HANLIĞININ VARİSİ HACI KÖROĞLU


Türkistanda'ki Kokan (Hokand) hanlığının varislerinden olup Rusların ülkelerini işgal etmesiyle İstanbul’a gelip Sultan İkinci Abdülhamid’in himayesine sığınan Hacı Köroğlu’nun mektubudur. Kendisini tahtın varisi olarak bildirmesine rağmen mevcut yayınlardaki Hokand hanları listelerinde Sultan Bahadır ve Sultan Rüstem isimlerine rastlayamasam da veraset gibi ciddi bir iddiayı dikkate değer buluyorum.


METİN:

HÜVE

ATEBE-İ FELEK-MERTEBE-İ HAZRET-İ HİLAFETPENAHİYE


Cenab-ı Hak halife-i rûy-i zemîn şevketlü Sultan el-Gazi Abdülhamid Han-ı Sani efendimiz hazretlerini erike-i saltanat-ı mülûkânelerinde ber-karar buyursun, Amin
.
Abd-i ahkarî Kokan Şahı Sultan Bahadır Han Gazi hazretlerinin hafidi olup pederim Sultan Rüstem zaman-ı saltanatında on iki sene vuku’ bulan muharebat neticesi pederim hân-ı mumaileyh ile beş nefer kardeşim şehiden vefat ettiklerinden taht-ı himayemizde bulunan ülkemiz zabt edilmekle perişaniyetimizi mucib olup hayli bir müddet Rusya devleti taht-ı himayesinde bulunmağla bazı günâ vuku’ bulan tecavüzatına tahammül etmekten aciz kalmağla payitaht-ı saltanat-ı hazret-i hilafetpenahilerine arz u hacât ve dehalet etmek üzere Hicaz’a azimet ve bu kere avdet eylemiş olduğumdan ifade-i meram ediyorum. İktiza-yı meşrutiyet pederimden mevrûs ülkelerimizin tarafıma iadesi zımnında himaye buyurulması ve hanzade olduğumu müsbit yedimde mahfuz bulunan şeceremden müsteban buyurulacağı gibi nişane olarak sol bacağımda mühür nişanesi de mevcud bulunduğu maruzdur. Ferman.

Kokan Hanı Sultan Bahadır Han Gazi hafidi
ve Rüstem Hanzade el-Hac Köroğlu
[Mühür=Köroğlu Hacı bin Rüstem-i Mirahur ]


TALAK-I SELASE ANDI İLE İNANDIRICI OLMAK


İntihar etmeseydi Vahdeddin yerine Osmanlı'nın son padişahı olarak tahta geçecek olan Veliahd Yusuf İzzeddin Efendi'nin evhamı çoğaldıkça çoğalır. Kanser olduğu, veliahdlikten azledildiği gibi vehimleri yüzünden etrafında rahat huzur bırakmaz. Babası Sultan Aziz'i velinimeti bilen Gazi Ahmed Muhtar Paşa da bu duruma çok üzüldüğünden ara sıra veliahd şehzadeye yazdığı mektuplarla ruhi durumunu iyiye doğru etkilemeye çalışır. Bir ara veliahdlikten azledildiğine dair vehmi iyice artan Yusuf İzzeddin Efendi'ye böyle bir durum olmadığına dair yazdığı mektubun inandırıcılığını arttırmak için öyle bir and içer ki okudukça ne zor işi varmış koca Muhtar Paşa'nın diyorum. 

[Fotoğraflar İsmail Hakkı Uzunçarşılı'nın "Ahmed Muhtar Paşa'ya Dair" adlı makalesinden"]

Veliahd-i Saltanat Yusuf İzzeddin Efendi hazretlerinin veliahdlikden iskatına dair Meclis-i Mebusan’da ve Heyet-i Ayan’da hiçbir karar ittihaz edildiyse ve bugün kendileri veliahd-i saltanat değil ise oğlum Bedreddin’in validesi olan yegâne haremim talak-ı selase ile benden boş olsun.
16 Eylül 1330 [29 Eylül 1914]

[İmza= Gazi Ahmed Muhtar]



ULUSLARARASI DİPLOMASİ NUMUNESİ



Devletlerarası münasebetlerde hissiyata yer yoktur. Mülk ü milletin bekası için en muvafık realist kararlar en uygun zamanda alınmaz, eş-dost hatırına hürmeten geciktirilir veya uygulanmazsa siyasi sonuçları çok ağır olur. Bu idrakte olan Sultan Üçüncü Selim, krallığı yıkarak 1789 devrimini gerçekleştiren ve Fransa’da hâkim olan rejimi ilk anda ne reddetmiş ne de Fransa Cumhuriyeti’ni hemen tanımıştır. Avrupa krallıklarının şiddetli tepkisine maruz kalan yeni Fransız rejimini Venedik Cumhuriyeti’nin tanıdığını haber alır almaz konjonktürün en uygun (evfak) zamanında diğer ülkelerden geri kalmamak için tanınmanın gerçekleşmesini istemiştir. Sadrazamın telhisi üzerine Üçüncü Selim'in el yazısı ile yazdığı satırlar günümüze ışık tutar niteliktedir.

METİN:

Benim Vezirim

Çünkü Venedik tasdik eylemiş bize dahi tasdik iktiza eder mi etmez mi? Erbab-ı şura ile bir kere müzakere edesin. Zira her taraftan işlere mülayemet gelip her devlet maslahatlarına evfak musalaha oldukça biz geri kalırız. Tamam, vakt-i fırsattır, mülahaza olunsun ve bu günlerde Françelu tarafına izhar-ı mülayemetimiz lazımdır ve Dekorş’a [Descorches: Fransız Devrim hükümetinin İstanbul sefiri] bir nev’i ikram ve iltifat olunsun. Fevt-i fırsat olunmasın. Sonra müşkil olur fefhem.

Şevketlü, Kerametlü, Mehabetlü, Kudretlü, Veliyyinimetim, Efendim, Padişahım

Çend ruz mukaddem takrir-i çakeranemle huzur-ı hümayunlarına arz olunan Boğdan Voyvodasının havadis kâğıtlarından bir kıtasının mefhumunda bu esnada Venedik cumhuru Françelunun cumhuriyetini tasdik ve kabul etmiş olduğu havadisi mestur olduğundan havadis-i mezkurenin iktiza eden yerlerden tashih olunması babında takrir-i çakeri balasına hatt-ı hümayun-ı şevket-makrunları şeref-bahşa-yı sudur olmağla reis efendi kulları bu maddenin hafice tashihini Divan-ı Hümayunları tercümanı kullarına tenbih etmiş olmaktan naşi bugün Venedik tercümanı bir maslahatla kapıya geldikte divan tercümanının odasına uğrayıp sohbet arasında kendiliğinden olarak bila-resm Venedik tercümanından sual etmekle vakıa Françe cumhurundan Venedik’e elçi gelip kabul olunduğunu ve cumhuriyeti tasdik dahi müteferriatından idüğünü Venedik tercümanı ihbar etmiş olduğu Divan-ı Hümayunları tercümanı bir kağıda zabt ve takdim etmekle husus-ı mezburun tashihi tekidini havi şeref-yafte-i sudur olan salifüzzikr hatt-ı hümayunları mahz-ı keramet olduğuna binaen tercüman-ı mersumun takriri derhal takdim-i hak-i pa-yi mülukaneleri kılındığı malum-ı hümayunları buyuruldukta ferman şevketlü, kerametlü, mehabetlü, kudretlü, veliyyinimetim, efendim, padişahım hazretlerinindir.

27 Temmuz 2015 Pazartesi

TEVFİK FİKRET’İN TANİN GAZETESİ İSMİ İÇİN RUHSAT TALEBİ


Adı İttihat ve Terakki Cemiyeti ile özdeşleşen ve onun yayın organı gibi algılanan Tanin Gazetesi’nin ilk sayısı 19 Temmuz 1324-1 Ağustos 1908’de yayınlandı. İlk sayının künyesinde Hüseyin Kazım, Tevfik Fikret, Hüseyin Cahid (Yalçın) kurucu olarak görülmektedirler. Hüseyin Cahid aynı zamanda gazetenin başyazarıdır. Çınlamak, tınlamak anlamlarına gelen Tanin kelimesinin, gazete ismi olarak ruhsatını alabilmek için TevfikFikret tarafından Sadaret’e bir arzuhal verilmiştir. İkinci Meşrutiyet’in ilan edildiği 23 Temmuz’dan sadece üç gün sonrasının ve gazetenin çıkışından altı gün öncesinin tarihini taşıması önemli bir dönüşümün habercisidir. İkinci Meşrutiyet’in ilanının hemen peşinden yayın organının da çıkarılması İttihatçı kadroların basın-yayın hususunda ne kadar hazırlıklı olduğunu gösterir. Türk basın tarihi açısından çok önemli bu arzuhalin metni aşağıdadır.
Makam-ı Celil-i Sadaret-i Uzma’ya
Menâfi-i hakîkıyye-i mülk ü millete hâdim ve seviyye-i ahlâk ve efkârı i’lâya sâ’î (Tanin) unvanıyla siyasi, edebi, fenni bir ceride-i yevmiye neşretmek vazifesini hissediyorum. Kanunun bahşettiği müsaadeye istinaden ve resmen lazım gelen muamelenin sür’at-i îfâ ve ruhsatnamesinin i’tâsı zımnında memurîn-i iadesine havale-i keyfiyet buyurulmasını istid’â ederim. Emr u ferman hazret-i veliyyü’l-emrindir.
13 Temmuz sene 1324 [26 Temmuz 1908]
Tevfik Fikret
[Devlet ve Milletin hakiki menfaatleri hizmetinde, ahlak ve fikirleri yükseltmeye çalışan (Tanin) unvanlı günlük bir gazete yayınlama görevini hissediyorum. Kanunun verdiği izne dayanarak ve gereken kanuni işlemlerin hızla yerine getirilerek ruhsatnamesinin verilmesi için ait olduğu birimlere havale edilmesini dilerim.]

Tevfik Fikret'in arzuhali

Tanin Gazetesi ilk sayı

25 Temmuz 2015 Cumartesi

HAYLAZLIK


Bugün açıklanan üniversite sınav sonuçlarına göre bir yere yerleşen tüm gençlerimize başarılar diliyorum. Kazanamayanların da çalışmayı elden bırakmayıp seneye doğru bir tercihle istedikleri yerleri kazanmalarını temenni ederim. Ne yazık ki bu sistem devam ettiği sürece her sene aynı stres gençlerimizin ruhunu alt-üst edecek. Şimdilik katlanacağız.

Genç kardeşlerime bir armağan olarak,  Tanzimat döneminin en önemli devlet adamlarından Sadık Rifat Paşa’nın 1840'larda ortaöğretim seviyesi çocuklarına yönelik “Ahlak Risalesi” adıyla yazdığı kitabında “Haylazlık” başlığı altındaki hoş üslubu, güzel Türkçesiyle okunmaya hak kazanan bölümü sunuyorum. Defalarca basılan bu eserin benim iktibas ettiğim nüshası 1882 yılında Konya Vilayeti'nde taşbaskısı olarak basılmış. Halkın ilgisine mazhar olan bu eser o devirde çok yaygın olarak okutulmuş. Hemen, bunlar küçüklere yönelik öğütler diye itiraz etmeyin. Zikredilen hususlar evrenseldir, her zamana, her yaş grubuna hitap eder… 

HAYLAZLIK
Haylazlık dahi çocuklara hiç elvermeyecek ve cahil kalmasına sebep olacak şeydir. Mesela mektebe gitmemek ve yazı yazmamak ve dersine çalışmayıp şununla bununla münasebetsiz sözler ve şeyler ve oyun ve seyirler ile vakit geçirmektir. İşte böyle şeyler çocukların tamam-ı tahsil-i hüner edecek aziz ve kıymetli vaktini zayi ve telef etmeğe ve nihayetinde “vah zamanım beyhude geçmiş” ve “kendime yarayacak bir hüner ve sanat öğrenememişim” diyerek pek çok pişman olmağa sebep olacağından çocuklar içün aranacak şey olmağla tamam-ı tahsil-i hüner etmeğe yarayan ve bir daha geriye gelmesi mümkün olmayan vakt-i sabâvetini [gençlik çağını] hayırsız ve faidesiz oyunlar ve tenbellikler ile geçirmeyip her türlü ilimleri okuyup yazmağa çalışmalı ve her gün mektebe gitmeğe alışmalı.