19 Aralık 2014 Cuma

PERA=BEYOĞLU


Osmanlının Beyoğlu'su zihinlerde nasıl algılanıyor? Osmanlı'nın son devrindeki "eğlence, fuhuş merkezidir" algısını bir tarafa bırakırsak, gayrimüslim tebaa ile ecnebi sefaret mensuplarının yoğunluk itibariyle Türklerden fazla bulunduğu bir muhit, "PERA" olarak algılandığını söyleyebiliriz. Oysa Islahat Fermanı'na (1856) kadar buraları da Türklerin çoğunlukta olduğu Türk muhitiydi. Sonradan ekalliyet ve ecnebi muhiti haline geldi, yoğunluk onlara geçti. Bu durumu idrak etmek isteyenlere en kesin belgelerden birini sunuyorum. Dersaadet Su Şirketi'nin "Su Dağıtım Yolları Haritası", günümüzde mevcut olmayan Tepebaşı-Şişhane ile Ayaspaşa-Gümüşsuyu mezarlıklarını, servi ağaçlarıyla dolu geniş yeşil alanlar olarak gösteriyor.

Bu harita sanki Erzurum belediye başkanının General Harbord'a gösterdiği Müslüman mezarlıkları ile Ermeni mezarlığı arasında yaptığı mukayese gibidir. Hangi milletin mezarı çoksa, o bölgenin sahipleri onlardır. O devirlerde en iyi istatistik oydu. İşte bu Beyoğlu mezarlıkları günümüze kadar gasp edilerek, yok edilerek kafamızdaki PERA-BEYOĞLU algısını çökertecek delil de bırakmadılar.


Hiç yorum yok: