Osmanlı devrinde
hacılarla birlikte Mekke ve Medine'ye Surre Alayı da gönderilirdi. Bunu herkes
bilir de ne gönderilirdi pek bilinmez. Resimdeki çanta ve benzeri çantalar
çoğunlukla İstanbul ve çevresinde yaşayanların Mekke ve Medine'de yaşayanlara
yaptığı maddi yardımları nakletmeye yarardı. İki yüzünde de isim ve adres
bulunurdu. Sırma işlemeli deri çantaların bir yüzünde gönderenin, diğer yüzünde alıcının isim ve adresleri
yer alırdı. Çoğunlukla gönderilen kişiye hitap eden bir mektupta kaç altın
gönderildiği yazılırdı. Muhakkak göndereni ve yedi sülalesini Kâbe’de dua
ederken unutmamasını tembih eden uyarılar ihmal edilmezdi. Bu çantayı alan
Mekke veya Medine sakini, altınları afiyetle yedikten sonra nereden aldığı
belli olmayan bir miktar tozu bir kâğıdın, bir zarfın arasında çantaya koyarak
geriye İstanbul'a gönderirdi. Kâbe veya Medine tozu, toprağı olarak
değerlendirdiğimiz bu zarfların bazen hiç açılmadığını gördüm. Acaba çanta
sahiplerinin bazıları bunların kutsiyetine kulak asmıyorlar mıydı? Ayrıca içlerinden
bütün bir iki adet hurma dışında bol miktarda hurma çekirdeği de çıkmıştır.
Bunlar İstanbul'a gönderildikten sonra yenilerek çekirdeği çantada mı
saklanmıştır yoksa Arabistan'dan sadece hurması yenilmiş çekirdek mi
gönderilmektedir anlaşılamamıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder