24 Ocak 2024 Çarşamba

Ressam Giovanni Jean Brindesi ve "Pazar Kayığı"


Osmanlı devrinden 80’li yıllara kadar İstanbul’un ihtiyacı olan taze meyve ve sebze, merkezde ve Marmara çevresinde üretilirdi. Tahıl ve et ürünleri açısından her devirde Anadolu ve Rumeli’ndeki üretim merkezlerine bağımlı olunsa da İstanbul’un nüfusunu besleyebilen bir üretim ağı oluşturulmuştu. İstanbul ve çevresinde 90’lı yıllara kadar mahsul alınan çok verimli bostanlar vardı. Sur içinde Langa, Yenikapı, Yenibahçe semtlerinde ve sur dışında Yedikule’den Ayvansaray’a kadar uzanan bostanlarla, Beyoğlu tarafında Piyale Paşa bostanları geniş alanları kaplıyordu. Üreticiler ürünlerini semt pazarlarında ve çarşı tezgâhlarında tüketicilere ulaştırırlardı. Osmanlı devrinde de İstanbul çevresindeki Hassa çiftlikleriyle Topkapı Sarayı’nın bahçelerinde Bostancı neferatı marifetiyle öncelikle sarayın ihtiyaçları için üretilen meyve ve sebzelerin fazlası halka satılırdı. Ayrıca Boğaziçi köylerinde yaşayanlar, küçük ölçekli tarım, hayvancılık ve balıkçılıkla geçinirler, ürünlerini İstanbul’un semt pazarlarında tüketiciye ulaştırırlardı.
Tanzimat yıllarına kadar Boğaziçi köyleri nüfus açısından çok tenhaydı. Merkeze düzgün bir karayolu bağlantısı olmayan bu köylerin İstanbul ile ulaşımı “pazar kayığı” adı verilen beş-altı çifte kürekçinin çektiği, otuz-kırk kişiye kadar yolcu ve yük alabilen büyük teknelerle sağlanırdı. Boğaziçi köylerinde üretilen Arnavutköy çileği, Çengelköy hıyarı, Beykoz cevizi çok meşhurdu. Bu köylerin tarha ve bahçelerinde mevsimine göre elde edilen ürünler pazar kayıklarıyla İstanbul’a ulaştırılırdı. Neredeyse her Boğaziçi köyünde hayır sahiplerinin vakfettiği ve belli kurallarla işleyen pazar kayıkları bulunurdu. Tanzimat devrinde İstanbul’da yaşayan Ressam Giovanni Jean Brindesi, Boğaziçi’nin simgelerinden olan pazar kayığının Rumelihisarı hizasından geçişini 1855-60 yılları arasına tarihlenen bir tablosunda çok nefis canlandırmıştır.
Keçecizade Fuat Paşa ile Ahmed Cevdet Paşa’nın geliştirdikleri fikirle 1850’de kurulan Türkiye’nin ilk anonim şirketi Şirket-i Hayriye’nin vapurlarıyla yeni bir döneme girildi. Hisseleri 1945’te satın alınarak devletleştirilen, günümüzdeki İBB Şehir Hatlarının temelini oluşturan Şirket-i Hayriye Boğaziçi’nin gelişmesinde ve imarında en büyük rolü oynamıştır.







Hiç yorum yok: