24 Ocak 2024 Çarşamba

KÂNÎ DİVANINDA İSTANBUL TASVİRİ

 

Tokatlı Ebubekir Kânî Efendi bence çok çok zeki bir şairdir. Bilmeyenler için söyleyeyim; hani aşık olduğu Romen kızı "madem aşıksın bana, sen de gel Hıristiyanlığa" deyince "hoop orada dur bakalım, kırk yıllık Kânî olur mu Yani" diyen ve bu deyişiyle dilimize yerleşen Kânî Efendi'dir sözünü ettiğim. Hakkında daha fazla malumatı web ortamında rahatlıkla bulursunuz. Hatta MEB sayfasında Kânî Divanı bile var. İşte o divanda bir İstanbul bahsi var ki günümüzde bol bol karikatürleştirilen "Seni yenecem ulan İstanbul" mottosunun yolunu çok eskiden yapmış. Köprülü Asım Bey kitapları arasındaki divandan ilgili sayfa görüntüsüyle yeni yazılı halini veriyorum.


Anlaşılmayan birkaç kelime için Kubbealtı lügatine müracaat edebilirsiniz. Muhtemelen lügate bakılmayacağı için yanlış anlaşılacak bir mevzuyu ben açıklayayım. Gündemde de olduğundan şiirde dikkatinizi çekebilecek kira meselesi ev kirası değildir. O devirlerde yolculuk için tutulan arabalara kira arabası, sürücü ve işleticilerine de kiracı denilirdi. Bunların şehirlerde yattıkları hanlar da genel olarak "kiracı hanı" adıyla anılırlardı.


Gitmek ister gönül İstanbul’a/İsteğin belki o yerlerde bula
İşitenler kimi tahsin etti/Kimisi hande-i şîrin etti
Dedi bazıları ey divâne/Gerçi ırgat da varır divana
Lîk adı yine onun ırgat/Onda yoktur ona cây-ı mutad
Sen gibi bî-ser ü pâya ne gerek/Vara İstanbul’a zahmet çekerek
Kudretin var mı kira tutmağiçün/Ya kiracıları avutmağiçün
Sen gibi yüz bini var her yolda/Kim sorar hiç seni İstanbul’da
Gel otur bunda işin Hak düzetir/Geçinirsin hem ağalar gözetir
Geldi bu söz bana gayet ağır/Lîk o yanşak olup ben sağır
Dedim ey merd-i sütûde güftâr/Bahrde hâr u hasın da yeri var
Hasılı fesh-i azimet olmaz/Badezin bunda ikamet olmaz
Bir zamanda gezelim dünyayı/Alalım ibret-i mâfihâyı
Görelim Hazret-i Mevlâ neyler/Umarım akıbetin hayr eyler




Hiç yorum yok: