25 Ocak 2024 Perşembe

ALLAH'TAN KORKMAYIP KULDAN ÖDÜ PATLAYANLAR


Günümüzde evliyaullahtan telakki edilen birçok Osmanlı şeyhülislamı aslında bürokrat adamlardır. Anayasa Mahkemesi, Yargıtay vb. müesseselerde görevli hukukçulardan, kisvelerinden öte pek farkları yoktur. Bunların verdiği politik içerikli fetvaların çoğu maslahata binaen üretilmiş hukuki çözümlerdir.

Şeyhülislam Hayrullah Efendi’ye Sultan Aziz’i hal’ ettiren fetvayı verdiği için Şerrullah lakabını takanlar onun V. Murad’ı tahtından indirip II. Abdülhamid’i tahta çıkaran fetvayı da verdiğini görmezden gelirler. II. Abdülhamid’i tahtından indiren fetvayı veren Şeyhülislam Ziyaeddin Efendi’ye, metni kaleme alan Küçük Hamdi Efendi’ye her türlü alçak sıfatları layık görürler. Esaret altındaki Meşihat’ten Şeyhülislam Dürrizade imzasıyla, Atatürk ve Kuvayı Milliyeciler hakkında idam fetvası çıkabilirken, Rifat Börekçi ve Anadolu müftülerinin karşı fetvasıyla bu fetva geçersiz ilan edilebiliyordu. Demek ki fetva politikanın bir ayağı haline gelmişti. Üstelik eski devirlerde de bunun örnekleri var. Hem de çok acı itiraflarla. Dördüncü Mehmed devrinde yaşanan Şeyhülisla
m Esiri Mehmed Efendi’nin azli böyle acı bir itiraftan sonra gerçekleşmiştir.

Köprülü Mehmed Paşa’nın himayesinde ilmiye rütbelerini kolaylıkla aşıp şeyhülislamlığa kadar yükselen Bursalı Esîrî Mehmed Efendi adlı şeyhülislamın azledilmesi padişah IV. Mehmed huzurunda olmuştur.

Şeyhülislam Mehmed Efendi, velinimeti olan Köprülü Mehmed Paşa’yı kötüleyip, "iyi ki öldü, haksız yere çok masumun kanını dökmüştü" gibi sözlerle ileri geri konuşur. Köprülü Mehmed Paşa’nın oğlu olup 26 yaşında babasının yerine sadrazam yapılan Fazıl Ahmed Paşa, IV: Mehmed’in huzurunda olduğunu umursamadan babasını kötüleyen şeyhülislama dönerek “her kimi katlettiyse senin fetvan ile katletmişti” diye cevap verir. O zamanlar şeyhülislamlara “fetva veren” mânâsına müftü de deniliyordu. Müftü Efendi pervasızca “şerrinden korkardım onun için fetva verdim” deyince Fazıl Ahmed Paşa “Ya Efendi! Allah’tan korkmayıp mahlûktan korkmak ilm-i diyânete layık mıdır” diye sorar. Susup kalan şeyhülislam padişahın hemen yazdığı bir hatt-ı hümâyûn ile azledilip Bursa’ya sürgüne gönderilir.
Tarih-i Raşid’in I. cildinde olayın anlatıldığı bölümün çevriyazısı:
«(Azl-i Şeyhülislam Bursalı Mehmed Efendi ve Tebdîl-i Sadr-ı Rûm bâ-Hatt-ı Hümâyûn)
Vezir-i Azam Hazretleri [Köprülü Mehmed Paşa’nın oğlu Fazıl Ahmed Paşa] Şeyhülislam Bursalı Mehmed Efendi ile bir husûs içün huzûr-ı hümâyûna vardıklarında sevk-i kelâm ile “vezir-i azam müteveffâ Köprülü Mehmed Paşa’nın ahvâli mezkûr olup müfti-i müşârunileyh mevti isabet oldu, zîrâ çok ehl-i ırzın hûn-ı nâmûsunu rîzân ve nâ-hak yere katı çok kan etmişti” dedikte vezir-i azam hazretleri dahi “her kimi katlettiyse senin fetvan ile katletmişti” deyü mukabele eyledi. Müftü Efendi dahi “şerrinden korkardım onun içün fetva verdim” dedikte “Ya Efendi! Allah tealâdan korkmayıp mahlûktan havf etmek ilm-i diyânete layık mıdır” deyü şeyhülislamı iskât ve ilzâm ettiği meşhûd-ı padişah-ı enâm oldukta “sadr-ı fetvâya bir mütedeyyin ve perhîzkâr âdem tedârük eyle” deyü hatt-ı hümâyûn ısdâr buyurulmağın Rûmili Kadıaskeri Sun‘î-zâde es-Seyyid Mehmed Efendi sene-i mezbûre Cumâde′l-âhiresinin on ikinci günü huzûr-ı hümâyûna da‘vet olunup hil‘at-i beyzâ-yi fetvâ ilbâs ve Sadr-ı Rûm′a İstanbul′dan ma‘zûl Minkârî-zâde Yahya Efendi iclâs olundu.»



Hiç yorum yok: