14 Ekim 2022 Cuma

KURAN OKURUM AMA DOĞRU OKUYAMAM

 

-Soru: Okuma yazma bilir misin
-Cevap: Hayır bilmem.
-Soru: Kuran-ı Kerim kıraat edebilir misin?
-Kıraat ederim lakin doğru değil.


Eski bir istintaktan yani sorgu tutanağından aldığım yukarıdaki soru-cevaplara dikkatinizi çekerim. Osmanlıda mekteplerin ve okur-yazar sayısının verildiği tüm araştırmaların dikkate almadığı veya kasten gözlerden kaçırdığı önemli bir hususu belirtelim. 

Uzun Osmanlı asırlarının çok büyük bir kısmında sıbyan mekteplerinin çoğunda bilhassa İstanbul dışında, taşrada sadece elifba öğretilir, ardından namaz kılacak kadar sure ezberletilir, biraz kabiliyeti olanlara mezarlıkta Enam okuyabileceği kadar Yasin suresi, Amme cüzü okutulur, manen ve maddeten sebat gösterebilen az sayıda talebe de Kuran'ı hatmedebilirdi. 

Böylelikle harekesiz Osmanlı yazısını okuyup yazmayı öğrenemeden mahalle veya sıbyan mektebi eğitimi tamamlanırdı. Buralardan yetişen çocuklar ilave eğitim almazlarsa ancak harekeli eski yazı Türkçe metinleri okuyabilirler, harekesiz kitap ve gazete okuyamazlardı. Hele hele yazmayı akıllarından bile geçirmezlerdi. O yüzden taşra gençleri askerde ailelerine mektup yazamazlar, başkalarına yazdırdıklarını köylerinde okuyabilecek kimse bulamazlardı. II. Abdülhamid devrinde büyük kentlerde bu durum biraz değişse de ülkenin genelinde eski tas eski hamamdı.

Konuya aşina olanların dikkatinden kaçmamıştır, Osmanlı devrinde halk arasında yaygın, Muhammediye, Envarü’l-Aşıkîn, Kan Kalesi Cengi, Hamzaname cinsinden ne kadar kitap varsa yazmaları olsun, basmaları olsun hepsi harekeli Türkçe ile yazılmıştır. Çünkü geniş halk kitleleri harekesiz olan yazıyı okuyamıyorlardı. Yukarıdaki sorgu metninde verilen cevapta olduğu gibi Kuran’ı bile kafasını gözünü yarmadan doğru dürüst okuyamıyorlardı. Bu verileri dikkate almadan Osmanlıda şöyle mektepler, şu kadar okur-yazar vardı gibi üfürülen iddialı sözleri de ben dikkate almıyorum.




Hiç yorum yok: