21 Mayıs 2020 Perşembe

SALGIN HASTALIKLARDA HAFIZ TUTULSUN TALEBİNE MEHMED AKİF'İN CEVABI

Osmanlı Devleti’nde şiddetli bir kolera salgınının hüküm sürdüğü günlerde Mehmed Akif’in başında bulunduğu Sırat-ı Müstakim mecmuasına bir mektup gelir:

“Bir zamanlar böyle bir salgın olduğunda para ile hafızlar tutulup memleket memleket gezdirilirdi, bugün koleradan epeyce ölüm olduğu halde hiç öyle bir teşebbüste bulunmak kimsenin aklına gelmiyor. Sıratımüstakim hükûmete bu eski fakat dindârâne usûlü canlandırmasını tavsiye etse büyük bir hayır işlemiş olacak” diye temennilerde bulunan bu mektuba verdiği cevapta Mehmed Akif diyor ki:

“Evet, böyle bir eski usûl vardı, lâkin hiçbir vakit dindârâne değil idi! Eski hükümet (II. Abdülhamit devri) konumunu sağlamlaştırmak için milletin maruz kaldığı felâketlerden bile yararlanmak isterdi, yoksa bulaşıcı hastalıklara karşı sağlık kurallarına uymaktan başka bir tedbir olamayacağını pekala bilirdi. Yıldız’da yüksek sesle okunan Buhârîler hastalığı savuşturmak için değil, saf halkın dinî hislerini okşayarak dalkavukluk bekleyen bir padişaha güven tazeletmek için idi. Yoksa bir taraftan tâ Rusya sınırındaki koleranın gölgesinden ürkerek sarayında en sıkı koruyucu sağlık önlemleri alan; diğer taraftan hamam külhanlarında dinî kitapları cayır cayır yaktıran adamın Buhârîlere, salavât ve selâmlara zerre kadar önem vermeyeceğini azıcık düşünenler pek kolay kestirebilirdi.»

17 Kasım 1910 tarihli yazıyı biraz sadeleştirerek, Bağcılar Belediyesi’nin projesiyle yeni yazıyla yayınlanan nüshadan aldım. Yazının tamamını da ekte verdim. Yeni yayın Osmanlı Arşivi’nden arkadaşlarımız tarafından hazırlandı. Bu vesile ile projeye büyük katkısı olan İskender Türe arkadaşıma rahmetler diliyorum.




Hiç yorum yok: