21 Mayıs 2020 Perşembe

KAHROLSUN İŞGAL



19 Mayıs kutlu olsun. Mağlup Osmanlının son günlerinde İstanbul gibi Anadolu’nun da tümden işgal edilip Sevr’in yürürlüğe girmesine ramak kaldığını günümüzde unuttuk neredeyse. “Kahrolsun İşgal” İstiklal Harbi’mizin başlangıcındaki en etkili sloganlarımızdandır ve ilginçtir İstanbul Hükümetini de rahatsız etmiştir. İşgal ordularının İstanbul’dan sonra adım adım Anadolu’yu da işgali projelerine direnen Türkler o günlerde bu sloganı dile getirmekten çekinselerdi, sessiz kalıp boyun eğselerdi, ne İstiklal Harbi ne de bağımsız bir devletimiz olabilirdi.

Osmanlı Arşivi’nde bulunan aşağıdaki belge bir ibret belgesidir. İngilizlerin Merzifon ve Samsun’daki birliklerini tahliye etmesi üzerine sevinç gösterileri, fener alayları düzenlenen Sivas’ta fenerlere “Kahrolsun İşgal” sloganları yazılınca İstanbul’dan Sivas’a Dâhiliye Nazırı Damat Mehmet Şerif (Çavdaroğlu) tarafından gönderilmiştir. Halkın sevinç gösterilerini tabii bulmakla beraber işgal kuvvetleri hakkında böyle slogan atılmasının siyaseten memleket için bir kötülüğe yol açabileceğinden dolayı, ılımlı hareket edilerek gerekenlere nasihat edilmesinin emredildiği bu telgrafa Mustafa Kemal Paşa sert tepki göstermişti. Atatürk “Nutuk’ta” Şerif Paşa’nın milli hareketi baltalayıcı hamlelerine uzun uzadıya yer vermiştir.

BELGE

BABIALİ
DAHİLİYE NEZARETİ
Kalem-i Mahsus
Sivas Vilayeti’ne Şifre/Müsta’celdir

İrade-i Milliye istihbaratı imzasıyla gelen telgrafnamede İngiliz kıtaʻât-ı işgaliyesinin Merzifon’u ve müteakiben Samsun’u tahliye etmesi münasebetiyle Üçüncü Kolordu’nun daire-i nüfuzu altındaki menâtıkta milli nümayişler icra edilerek Sivas’ta fener alayları tertip olunduğu ve fenerlerde kahrolsun işgal cümlesi de muharrer bulunduğu işʻâr kılınmıştır. Merzifon ve Samsun’un tahliyesinde meserret-i âmme husûlü pek tabiidir. Ancak kuvâ-yı işgaliye hakkında böyle tabirat istimali halen ve siyaseten memleket içün dâʽî-i mazarrat olabileceğine binaen begayet hakîmâne ve müteenniyâne hareketle devlet ve memleket aleyhinde bir netice-i muzırra ihdasına meydan bırakılmaması esbabının istihsaline ve icap edenlere bu yolda nesâyih icrasına himmet buyrulmasını bilhassa zât-ı vilayetpenâhîlerinden intizar ederim. Fî 11 Teşrin-i Evvel sene 335 [11 Ekim 1919]

Nazır
Mehmed Şerif




Hiç yorum yok: