21 Mayıs 2020 Perşembe

CEMAATLE NAMAZI TERK EDENLERİN TEDİBİ

Osmanlıdan bizlere kalan belgelerin geneli devletin soğuk yüzünü aksettirir. Osmanlı toplumunun bugün için hayal etmekte zorlandığımız kozmopolit, capcanlı, cıvıl cıvıl hayatını günümüze yansıtan belgeler genele göre çok azdır.

Şeriye sicilleri toplum hayatını bir nebze günümüze taşıyabilse de mahkemenin, hukuk dilinin duygusuz üslubunu okumak pek keyifli değildir.

Toplum hayatını anlamak, lisanın lezzetine vara vara okumak için benim favori belgelerim mahkeme istintakları ile havadis ve vukuat jurnalleridir.

İstintakları daha önce bir iki defa tanıtmıştım. Havadis jurnallerini de Cengiz Kırlı hoca “Sultan ve Kamuoyu” adıyla kitaplaştırmıştı. İş Bankası’ndan çıkan bu eserin mevcudu kalmış mıdır bilemiyorum ama meraklısına tavsiye ederim.

1840-44 arasında yoğunlaşan ama sonraki yıllarda da devam eden jurnal usulü, ruhen II. Abdülhamid’in meraklı olduğu jurnallerden farklıdır. Osmanlılar milletin nabzını nasıl yoklarlarmış, o zamanın sosyal medyası neymiş, jurnallerin incelenmesiyle nispeten anlaşılır.

Topkapı Sarayı Arşivi’nden Osmanlı Arşivi’ne devredilen belge ve defterler arasında tam Ramazanlık bir vukuat jurnaline rastladım. Tarihsiz bir defter ama Abdülmecid devrine ait olmalı. Beş vakit namazı cemaatle kılmayıp, cemaati terk eden Berber Ahmed, Manav İsa, Keseci Mustafa mahalle imamı tarafından Seraskerlik Kapısına gönderilmiş. Padişah efendimiz bu kadar camiyi, mescidi inşa ve tamir ettirdiği halde cemaate devam etmeyenlerin nasihatle, kötekle her neyle olursa terbiye edilmeleri için gereken yapılarak salıverilmişler. Tedip cezasının içine ufak tefek dayak da girer, bağırıp çağırmak da. Artık hangisini uygun gördülerse…

METİN

Mâh-ı mezkûrun (üstteki jurnal Rebiülahir ayına ait) on dördüncü pazartesi günü olan vukuatın jurnalidir:

Berber esnafından Ahmed ve Manav İsa ve Keseci Mustafa evkat-ı hamsede cemaate adem-i devamlarından naşi mahallesi imamı kulları Bab-ı Seraskeri’ye göndermiş olduğundan saye-i ma’delet-vaye-i tâc-dârîde bunca cevami-i şerife ve mesacid-i münife tamir ve inşa olunmakta olup da bu makule cemaate adem-i devamları olanların teʻdibâtı lazimeden bulunmuş olmağla ol vechile icab ve iktizası icra kılınarak salıverilmiş olduğu.



Hiç yorum yok: