30 Kasım 2018 Cuma

BİR REHİNCİNİN DEFTERİNDEN-1739 YILINDAN

Osmanlı Devleti hatırı sayılır servet sahiplerinin ölümünden sonra menkul gayrimenkul cinsinden mallarına, paralarına, nesi var nesi yoksa el koyardı. Belgeleri günümüze ulaşan böyle bir olayda 1739 yılında Kapalıçarşı rehincilerinden biri ölmüş. Devlet, dükkandaki rehin bırakılan eşyaların sahiplerinden ulaşabildiklerine, borcunu öde rehindeki eşyanı kurtar demiş. Bunlardan parası olanlar eşyasını kurtarmış. Parası olmayanlar ile rehin eşyaların ulaşılamayan sahiplerinin ortaya çıkması için dört yıl beklenilmiş. Gelen giden olmayınca bu eşyalar müzayedeye çıkarılmak istenilmiş. Bunun için düzenlenen defterde neler var neler... Tam on sayfa dolusu eşya kayıtlı. Elmaslar, zümrütler, bilezikler, küpeler, kıymetli saatler, mücevherli hançerler, kılıçlar.. Velhasıl bugün mevcut olsalardı defterdeki eşyalarla muhteşem bir müze kurulurdu. Listelere baktım baktım bu kadar kıymetli eşya arasında sadece bir tek kitap gördüm. Hem de Osmanlı hukukunun en önemli kitaplarından Dürer kitabı. Kitabın sahibi borcunu ödeyemediğine göre belki de gariban bir medrese öğrencisiydi. Okulunu bitirebildi mi acaba?...


Hiç yorum yok: