16 Temmuz 2018 Pazartesi

ZALİMİN MUMU KIRILIR MI SÖNER Mİ?



Ne kadar şu’le-füzûn olsa da şem’-i zâlim
Âh-ı mazlûm ile elbette sınur çok sürmez.


(Ne kadar ışık saçsa da zalimin mumu)
(Mazlumun ahı ile elbette kırılır çok sürmez.)

Bir yazmanın iç kapağında görüp fotoğrafını aldığım, sonra nereden aldığımı bulamadığım bu beyiti 15 Temmuz anısına takdim ediyorum. Yıllarca insanlara zulmedip masumları mazlum kılan, o mazlumların arşa çıkan ahlarıyla belasını bulan, kul hakkı yemekten korkmayan FETO ve türevleri bu dünyada rahat yüzü görmesinler, içtikleri su, aldıkları nefes dizlerine dursun, bunlara özenen tüm karanlık odaklara da numune olsun.
[Söz dizimiyle olsun, ahengiyle olsun müstesna güzellikte bir anlam içeren bu beyitin nâzımını bilmiyorum. Sahibini Fuzuli, Baki olarak belirtenler kadar anonim diyen de çıkmış. Ayrıca çok yerde Füzun»Fürûz ile yer değiştirmiş. En çok ilgimi çeken de istisnasız “elbette söner çok sürmez” kısmı. Benim gördüğüm metinde “sınur” yazılı. Sınmak “Sırp Sındığı” savaşının adlandırılmasında kullanıldığı gibi Sırpların kırıldığı yer. Bu kelime aynı zamanda kol-bacak kırılmalarını tedavi edene sınıkçı denilerek halen yaşatılıyor.Bu yüzden “zalimin mumunun kırılması” anlamı daha doğru geliyor. Ekteki resimlerde 19. Yüzyıla ait olduğu söylenen levhada da eski yazı ile “söner” yazılmış. Yalnız eski yazıda böyle “nun” harfiyle yazılmayp “nef” harfiyle yazılması gerekir. Bu yanlışlığın da levhanın eski olmayıp günümüze yakın bir tarihin ürünü olmasıyla alakası olabilir. Eski Türk Edebiyatı ile meşgul arkadaşların izahlarını bekliyorum, yanıldığım hususlar varsa düzeltelim.]



Hiç yorum yok: