16 Temmuz 2018 Pazartesi

OSMANLIDA YAYIN YASAĞINA BİR ÖRNEK


Osmanlılar Türkçe gazeteyle Avrupa’dan iki yüz yıl sonra tanıştı. İlk gazete de öyle Takvim-i Vekayi falan değil, Kavalalı hanedanının hüküm sürdüğü ama Osmanlıya tabi olan Mısır’da Kahire’de basılan Vakayi-i Mısriyye adlı gazeteydi. Etkinliği ve tirajları oldukça zayıf olan gazetelere başlangıçta medeniyet vasıtası olarak bakılıyordu.
Biraz zaman geçince bilhassa Jön-Türk muhalefetinin sesi olarak etkisini arttırması kısıtlama ve yasaklamaları beraberinde getirdi. Ortalığı denetime almak için çıkarılan kanuna göre matbuat serbestti ama “kanunlar dairesinde” serbestti. Herhangi bir olumsuz haberin duyulması istenilmezse anında sansür edilir, o haber yayınlanmaz, yayınlayan gazete, mecmua kapatılırdı. İstenilmeyen haberler yurt dışı kaynaklı matbuatta yer aldığında da bunların yurda girişine engel olunurdu.
Sadece kapitülasyon zırhına bürünmüş sefaret mensuplarına gelen veya bunlara ait lokallerdeki gazetelere karışılamıyordu. Sefaret mensupları da kendilerine gelen yasaklanmış gazeteleri, adamları aracılığı ile kıraathanelere dağıttıklarından buraların denetimi çok önem arz ediyordu.
Sürekli teftişe tabi tutulan kıraathanelerde yasaklanmış yayınlar bulunursa anında müsadere ediliyordu. Yani günümüzde Osmanlının en önem verdiği kültürel kurumlardan olduğu iddia edilen kıraathaneler, hükümet açısından pek makbul yerler değildi. Zaten gazete-mecmua-kitap barındırabilenlerinin sayısı da bir elin parmaklarını geçmezdi.
#tarih dergisinin bu ayki 50. sayısında yazdığım, 1891’de meydana gelen Orient-Express’in Sinekli istasyonundan sonraki demiryolunda hattan çıkarılıp soyulması hadisesini de Osmanlı tebaası yayın yasakları sebebiyle duyamadı. Avrupa’da yer yerinden oynasa da, gazeteler, dergiler günlerce bu olayın haberlerini yapsa da bizim tarafta kapı duvardı. Dahili matbuat kolayca halledilmişti ama harici matbuat ısrarla haber yapıyor ve bu haberlerin yer aldığı gazete ve mecmuaların denetimi zorlaşıyordu. Türkiye’ye yönelik haberlerin çıktığı yayınlar sefaretlerimiz vasıtasıyla telgrafla İstanbul’a bildiriliyor, gelen haberler anında değerlendirilip hemen yasaklama kararları çıkartılıyordu.
Ekteki belgede Zabtiye Nazırı Nazım Bey’in Yıldız Sarayı’na yazdığı tezkireyi görüyorsunuz. İkinci ekte de Osmanlı Devleti sınırları içine girişinin yasaklanması istenilen Le Petit Journal gazetesi var. Tren soygununu kapaktan görüp haber yapan bu gazete ve Le Petit Parisienne gibi benzerlerinin girişi ve dağıtımı yasaklandı. Osmanlı yurttaşları, birkaçı müstesna, bu sayıyı hiç göremediler. Şimdi sizlerin görmesi için paylaşıyorum.

BELGE METNİ:
Zabtiye Nezareti
Mektubi Kalemi
Aded

Paris'te tab' olunan {Pöti Jurnal} nâm gazete matbaasında {Şark'ta Eşkıyalık Sinekli'de Katarın Eşkıya Tarafından Derdesti} serlevhasıyla boyalı olarak muzır bir resim tersim u tab' olunup mezkur gazetenin önümüzdeki Pazartesi günü katar ile Dersaadet'e vürud edecek nüshası ile birlikte geleceği haber alındığı Beyoğlu Mutasarrıflığından bâ-jurnal bildirilmiş ve derhal takayyüdât-ı mahsûsa iltizâmıyla mezkûr gazete ve tasvir gelince duhûl ve intişarına meydan verilmeyerek elde edilmesi İstanbul Polis Müdiriyetine tebliğ edilmiş olmağla maruzdur. Ol babda emr u ferman hazret-i veliyyü'l-emrindir.

8 Haziran 1307
Zabtiye Nazırı
bende
Nazım




Hiç yorum yok: