16 Temmuz 2018 Pazartesi

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ BOTANİK BAHÇESİ


İstanbul Müftülüğü bahçesindeki Alfred Heilbronn Botanik Bahçesi'ni müftülüğe devretmeye çalışanlara şu gravürü hatırlatmak isterim. İki cami arasında yer alan eliböğründelerle desteklenmiş binalar bugünkü müftülüğün 250 yıl önceki halidir. Burası aslında Yeniçeri Ağasının karargahıydı. II. Mahmud'un kanlı bir şekilde Ocağı ortadan kaldırmasından sonra Şeyhülislamlık dairesi haline getirildi.
Osmanlıda müftülük, şeyhülislamlık olarak anılan makamın o zamana kadar müstakil bir binası hiç olmamıştı. Şeyhülislamlar kendi konaklarının selamlık dairelerini makam haline getirirler, oradan idare ederlerdi. Artık ne derseniz deyiniz, devletin dini etkisi altına almak için gerçekleştirdiği bir operasyon mudur, şeyhülislamlar ve maiyetindeki ilmiye sınıfı dinin hadimi olmak yerine devletin maaşlı bir kulu olmak istedikleri için midir bu operasyon memnuniyetle gerçekleşti. Yeniçeri Ağasının kışlası bundan sonra Meşihat ve Fetvahane adıyla bilinecek, nabza göre fetvaların ardı kesilmeyecektir. Yeniçeriler asi ilan edilmekle kanları heder oldu. Bektaşi tekkeleri de hukuken ve fiilen ortadan kaldırılıp vakıflarına çöküldü.
Cumhuriyet döneminin başlarında burası farklı hizmetlere tahsis edilse de sonunda İstanbul Müftülüğü binası olarak tescillendi. Geniş bir alanda kurulan Botanik Bahçesi de günümüze kadar binlerce bitkiyle zenginleşti. Şimdi burayı Müftülüğe devretmek yetmez. Mademki eski sahibine devretmek gerekiyor, ilk sahibi Yeniçeri Ocağının hakkıdır. Eğer Ocak mevcut değil diyorsanız onu da bir zahmet kuruverin.


Hiç yorum yok: