9 Haziran 2018 Cumartesi

SOYTARI KAVUĞU


Keçecizade Fuad Paşa ile Mehmed Emin Âlî Paşa, Mustafa Reşid Paşa’nın politikadaki en kabiliyetli talebeleri olarak Abdülmecid ve Abdülaziz dönemlerinde devleti yıllarca idare etmişlerdi. 1869’da Fuad Paşa ölünce Âlî Paşa tek kaldı. Onun da 1871’de ölümüyle Sultan Aziz “işte şimdi padişah olduğumu anladım” demiştir. Hükümet bu otoriter paşaların elindeyken Sultan Aziz’in sarayında hokkabazların, komedyenlerin gösterileri, orta oyunu ve tiyatro temsilleri izlenirdi. Koskoca padişah askeriyeye, bürokrasiye ve yönetime olan muhalefetini bu gibi temsilleri izlerken gösterir, paşalarla dalga geçilirken kahkaha atarmış. Daha sonra bir darbeyle onu tahtından indirecek olan Serasker Hüseyin Avni Paşa’nın da böyle bir gösteride Sultan Aziz’in izni ve yol vermesiyle komedyenler tarafından alaya alınmasından dolayı Sultan Aziz’den nefret ettiği rivayetleri vardır. Bir de Mehmed Emin Âlî Paşa ile dalga geçmeye kalkmıştır ama kalktığına kalkacağına pişman olup aldığı dersle oturmuştur.
Sultan Aziz böyle gösterilerin birinde orta oyunundaki kavuklunun başından kavuğunu çıkarttırıp “Paşa şu kavuğu giy bakalım yakışacak mı?” diyerek Sadrazam Âlî Paşa’ya uzatmış. Âlî Paşa hemen “Ferman Hünkârımındır” diyerek koynundan sadaret mührünü çıkartıp padişahın önüne koyarken kavuğa uzanmış. Sultan Aziz, paşanın sadaretten istifası anlamına gelen hareketinden sarsılmış tabii ki. “Paşa ne oldu da mührü teslim ettin” der demez Âlî Paşa “Devlet-i Aliyye’nin sadrazamı ve hünkârımın vekili olan bir adam bu rütbeyi üzerinde taşıdığı sürece bu soytarı kavuğunu giyemez” demiş.
Kızarıp bozaran ve yaptığına pişman olan Sultan Aziz sadece “Aman paşa sen de hiç şakaya gelmiyorsun” diyebilmiş.

Hiç yorum yok: