1 Haziran 2018 Cuma

İNŞAAT İZNİ



Gerek fetvalara, gerekse mahkemelerden verilmiş yüzlerce karara bakarak kent kültüründe, âdâbında, kentlileşmede Osmanlıdan geride olduğumuzu rahatlıkla söylerim. Osmanlıda rastgele ev yapamazdınız. İnşa edeceğiniz eviniz komşularınızdan birinin manzarasını kesemezdi. Eskiden var olan bir evin yanına inşa edilecek evin pencereleri, komşusunun bahçesini veya pencerelerini göremezdi. Mahremiyet ihlali söz konusu olduğunda yapılmışsa bile yıktırılırdı.

Sunduğum belgede görüleceği üzere, Ayvansaray ve Balat'taki Karabaş ile Hacı İsa Mahallesi muhtarları Balat'ta deniz kenarında buharlı değirmen ile kirişhane arasındaki boş arsaya benzerleri gibi kargir bir binanın inşaatına izin vermişler. Muhtarların izni olmasaydı, bir sakınca görselerdi, o arsaya sittin sene kimse inşaat yapamazdı.

Bugün böyle mi? Hukuk devleti olduğumuz halde, kenti kent yapacak olan nazım planlarını kimse kent sakinlerine, oturanlara sormuyor, onaylandıktan sonra da kimse uymuyor. Hele bir de inşaat başlasın, kimse durduramıyor. İmar affı gibi ucube usuller de hukuk devleti olmanın gereğini yer ile yeksan ediyor.

BELGE METNİ

«Bâdî-i terkîm-i ilmuhaber oldur ki;
Asitân[e]de Balat haricinde leb-i deryâda vapur değirmeni ile kirişhane beyinlerinde olan arsa üzerine emsâli misillü kârgîr olarak ebniye inşâ olunmaklıkda mahallece ve mevki'ce mahzurdan sâlim olduğunu müş‘ir işbu ilmuhaber hâk-i pâ-yi devletlerine takdîm olundu. Bâkî emr hazret-i men-lehü'l-emrindir.»
[Karabaş ve Hacı İsa Mahallelerinin birinci ve ikinci muhtarlarının mühürleri]


Hiç yorum yok: