1 Ocak 2018 Pazartesi

BİR KOYUNA SEYYİD OLDUK

Anadolu’da Arap ülkelerinden fazla seyyid var sanki. Osmanlı devri tarih metinlerinde neredeyse seyyid olmayan yok. Bu şaşırtıcı duruma bir itiraz da yok. Aslında bolluğun sebebi belli ama herkes bildiğini yutup, saklıyor. İşte bu belge ve benzeri o kadar çok belge var ki ortada dönüp duran sahtekârlığı örtbas etmeye imkân yok. Peygamberin torunu olmak, Hz. Hasan ve Hüseyin’in soyundan gelmek saygıyı hak eder bir durum olsa da imtiyaz kaldırmaz. Bunlar ayrıcalıklı sınıf. Ne vergi veriyor, ne askere gidiyor, ne de suç işlediklerinde normal kadı mahkemesinde yargılanıp o iğrenç zindanlara atılıyorlar. Nakibüleşraf tarafından usulen yargılanıp çoğu kez serbest kalıyorlar. Seyyidlik insanlara belirli imtiyazlar bahşetmeye başlayınca gayet tabii hilekârlık almış yürümüş.  Seyyid ve şerifleri nizama sokmak, zabt u rabt altına almak için teşkilatlandırılan Nakibüleşraflık müessesesi de işe yaramamış. Sözde bunlar sahtekârları önleyecekti. Pratikte işe yaramadığını, sahtekârlığı bizzat Halep nakibüleşraf kaymakamı Birecikli Şeyhoğlu Seyyid Hüseyin’in yapmış olduğu bu olaydan da anlıyoruz.  Rişvan aşiretinin belli oymaklarının bazılarından altı-yedi yüz kişiye birkaç koyun mukabili seyyidlik temessükü ve hücceti verip başlarına da yeşil sarığı sarmış. Aşiretin mensupları da “biz artık seyyid olduk” diyerek ne vergi vermişler, ne koyunlarını saydırmışlar. Devlete şikâyet gelince bunların seyyidlik belgelerini alıp İstanbul’a gönderin diye emredilmiş. Kaç tanesi geriye gelmiştir, iptal edilebilmiştir belli değil.Günümüzde seyyidiz diye geçinenlerin arasında koyun rüşvetiyle seyyid olanların torunları da var mıdır acaba?


115 numaralı Mühimme Defteri’nden:


Maraş ve Hısn-ı Mansur ve Derende [Darende] ve Sivas kadılarına ve Ayntab naibine hüküm ki;

Sen ki Hısn-ı Mansur kadısı mevlana-yı mezkûrsun. Südde-i saadetime mektup gönderip kasaba-i Hısn-ı Mansur’da sakin ulema ve suleha ve sâdât ve eimme ve hutebâ ve yerli ve göçer Rişvân tâifeleri bâ-cem’ihim meclis-i şer’a varıp göçer Rişvan aşiretinden Cudikanlı ve Bilanlı ve Mülukanlı ve Dalyanlı oymaklarından altı yedi yüz miktarı reayasından bundan akdem Medine-i Haleb’de nakibü’l-eşraf kaymakamı olan Birecikli Şeyhoğlu es-Seyyid Hüseyin nâm kimesne tama’-ı hâmından naşi her birinden birer kaç koyun alıp başlarına alamet-i hadra ve men’ içün yedlerine temessük ve hüccet vermekle mezburlar biz seyyid olduk deyü zimmetlerinde olan koyunların saydırmayıp ve rüsumatların vermeyip, on kese akçe miktarı rüsumatların birkaç seneden beri tenezzül bulmağla mezbur Şeyhoğlu Seyyid Hüseyin’in verdiği senetler yedlerinden alınıp tahrip olunmaz ise aharlarına dahi sirayet eder deyü ilhahlarıyla arz etmeğin siz ki mevlana-yı mumaileyhimsiz sahihü’n-neseb sâdât-ı kiramdan olmayıp sonradan nakib vekili mezburdan aldıkları hücec ve temessükât ma’rifet-i şer’le yedlerinden ahz ve der-kise ve memhuren der-i devlet-medârıma irsâl eylemeniz içün yazılmıştır. 

Evahir-i L [Şevval] 1118. [1707 Ocak sonları]Pısısı




Pısısı

Hiç yorum yok: