19 Ocak 2017 Perşembe

"YAVUZ" SULTAN SELİM


Kaç gündür Sultan Birinci Selim hakkında abartılı abartılı yazılar okumaktan gına geldi. Beyler, bütün tahta geçme dalavereleri, şehzade kavgaları, birbirlerini öldürmeleri “hüsranda olan insanın” yediği haltlardandır. Bunların kendi aralarındaki dalaşmalarına İslami motifler yükleyip evliya mertebelerine çıkarılmalarına hacet yoktur. Sonuçta adam adı üstünde “taht kavgası” ediyor. Bizler bu kavgaya neden taraf olalım ki. Tahta geçtikten sonra yediği nanelere bakalım. Değerlendirmelerimizi bu dünyaya göre yapalım. Ahiret motiflerinden bana ne. O işe öbür alemde bakacak vazifelilerin işi bize yüklenmedi ki… Tahta oturan deli de olsa akıllı da olsa tarihçiler açısından her zaman iyidir. Onu görür, onu yazarlar. Övdükleri adamın rakiplerinin sinek kadar değeri yoktur. İster babası, ister kardeşi olsun, tarihçiler vaktinde o adamları övmüş olsalar bile yeni padişah için eski tükürdüklerini yalamaktan hiç çekinmezler. Unutulmasın, bunlar tarih içinde her zaman olagelmiştir. Şimdi sizlere harekeli bir Tevarih-i Al-i Osman metninden Sultan Birinci Selim’in babasına yaptığı darbenin İkinci Bayezid tarafından kabulünü aktarıyorum. Selim, Ahmed ve Korkud şehzadelerin küçüğü olduğu halde tahta geçebildi. Bayezid aslında Ahmed lehine tahttan inecekti. Babası Fatih’in kardeş katli prensibi yüzünden kardeşi Sultan Cem ile savaştığı için olsa gerek kardeşlerin kavga etmesini istemiyordu belki de… Selim de kendinden büyük Ahmed’in tahta geçeceği muhakkak olduğu için ihtilal yaptı. Başardı ve tahta oturdu. Kısa sürede abilerini boğdurdu. Rivayetlere inanmak lazımsa babası Bayezid’i bile zehirletti. Bunları bilip Yavuz Yavuz diye seslenenlerin neye böyle dediklerine kulak vermek lazım. Darbeci mi darbeci bir adamı bu “demokrasi baharında” örnek gösterip durmayın.

METİN:

«Dediler ki “padişahımızın oğlu Sultan Selim’dir. Kendisi pîr u marizdir [yaşlı ve hasta]. Sefere varmağa takati yoktur. Arz edin ki padişahlığını Sultan Selim’e versin elbette” dediler. “Eğer arz etmezseniz taşra [dışarı] çıktığınızda işiniz tamam ederiz” dediler. “Elbette Sultan Selim’i tahta geçiririz” dediler, gulüv eylediler [taşkınlık yaptılar]. Paşalar dahi ol on nefer yayabaşılar ile içeri padişaha bile koyup bunların cevapların Sultan Bayezid’e arz eylediler. Padişah ayıttı.

“Nitekim ben sağam, padişahlığım kimseye vermezin”

deyicek vezir-i azam ayıttı.

 “Padişahım tuzunuz ekmeğiniz yedik, helal eylen, şimdi taşra çıktığımız gibi bizim işimizi tamam ederler.”
Döndü, Sultan Bayezid ayıttı.

“Şimdi ben padişahlığım vermeyicek beni gelip katlederler mi?” dedi.

Bunlar ayıttılar, “yok padişahım katletmezler amma hareme girip elleriyle kaftanınızdan çekip tahttan aşağı indirirler” deyicek padişah biraz tereddüde vardı. Ondan padişah ayıttı.

“Tahtımı oğlum Sultan Selim’e verdim” dedi
.
Andan yeniçeriler seğirdip Sultan Selim’e vardılar. Hicretin 918 yılında idi. »

Hiç yorum yok: