12 Haziran 2016 Pazar

KÂBE’DE YALAN SÖYLEMEKTEN ÇEKİNMEYEN MEKKE AHALİSİ

Bir zamanlar Mekke, Medine ve Kudüs sakinlerinden bazılarına Anadolu ve Rumeli halkından, çeşitli vakıflardan, beylerden, ulemadan, vezirlerden, cariye, valide ve hanım sultanlardan, padişahlardan velhasıl her sınıf ve zümreden çanta çanta altın gönderilirdi. Surre adı verilen bu paraların oralara gönderilmesi maddi manevi çeşitli beklentileri karşılamak içindi. Surre alayı hakkında çeşitli yayınlar olsa da nasıl dağıtıldığı hakkında pek bir tasvir yoktur. Mühimme Defterlerinden birindeki hükümde rastladığımız şu ibareler ibret verici malumat içerir. 
Mekke surresinin dağıtımı Kâbe’de gerçekleştirilirmiş. Çil çil altınlar eldeki defterlerden okunan isimlere elden teslim edilirmiş. Buralardan oralara sevap işlemek için gönderilen paraların teslimatında oldukça yolsuzluklar yapılırmış. Harem-i Şerif’in içinde günah işlemekten hiç çekinmeyen bazıları kendilerinin ismi okunmadığı halde “okunan isim benimdir” diye yalan söyleyerek başkasının hakkına sahip çıkarmış. Bir kişi bazen kırk elli kişiye vekil olup onların yerine surreyi alıp vekili olduklarından “ayak kirası” alırlarmış. Tabii ki sevap kazanmak için oralara para gönderenlerin bu yolsuzluklardan, hile ve yalanlardan hiç haberi olmuyordu mutlaka. Böylesine yolsuzluk ve usulsüzlüklerin önlenmesi için Üçüncü Murad zamanına, 1594 yılına ait bu hüküm ile yeni düzenlemeler yapılmış.

(Mühimme Defterindeki hükmün satırlarını numaralandırdım ki okumak isteyenlere kolaylık olsun.)

1-Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere ve Kudüs-i Şerif kadılarına ve şeyhülharemlerine hüküm ki; Müşarunileyh ilâ ahirihi elkâbıyla “kazâyâ defteri”n gönderip Harem-i Şerif’de surre tevzi’ olundukda

2-defterde surresi olanlardan bazıları gelmeyüp surrelerin nayib ile aldırup ve defterden esâmi okunurken bazıları okunan isim benimdir deyü hilaf-ı vâki âharın surresin

3-alup ve bir kimesne kırk elli kimesnenin surrelerin niyâbet tarîkıyla alup badehu ashabından ücret-i kadem deyü birer akçe alup ve bazılarına surrelerin virmeyüp ve defter okunurken

4-bazıları defterden kendümüz görelim ve benim ismimi mukaddem buluvirüp oku ve yahud defteri bana ver ben bulayın deyü defteri kâtib elinden alup surrei hak üzre

5-tevzi‘a mani olup teşviş ve ihtilale bais olmağın Harem-i Şerif’de surre defteri açılmazdan mukaddem şehirde nidâ ve tenbih itdirilüp sağir ve kebirden özr-i şer’isi

6-olmayanların cümlesi Harem-i Şerif’de hazır bulunup ve ale’t-tertib defter olunup surresi olanların isimleri okundukça tayin olunan surreleri kendü ellerine verilüp

7-niyâbet tarîkıyla âhara verilmeyüp ve özr-i şer’ileri olup marîz ve a’mâ ve pîr-i nâtuvân olan ricâl ve nisvân ve ebkârdan ve gayriden ki Harem-i Şerif’e gelmeğe kâdir

8-olmayanların müstakîm oğlanlarına ve yahud âhar malum ve mu‘temedun-aleyh kimesnelerine hem-civarları şehadetleriyle virilüp ve ma‘zûr olanlardan bikes olanların surrelerin surre ile

9-irsal olunan bevvablardan ve yahud teberdarlardan Harem-i Şerif pişdarından (?) ve siz ki şeyhülharemlersiz sizin adamlarınuzdan birer nefer tayin idüp

10-anun gibilerin surrelerin ashabına îsâl itmek bâbında hükm-i hümâyunum virilmek ricâsına arz itmeğin vech-i meşrûh üzre amel oluna deyü hatt-ı hümâyunumla fermân-ı âli-şânım sudûr bulmuşdur.

11-buyurdum ki; vardukda minba’d bu hususlarda vech-i meşrûh üzre amel itdirüp emr-i şerifime mugayir evzâ‘ sâdırından ziyade hazer eyleyesiz.


1 yorum:

uğur şenel dedi ki...

Sinan bey sayfanızı yeni keşfettim, iyikide keşf etmişim , bakalım ne kadar zamanda bu sayfadaki hazineleri okuyabileceğim..ayrıca sayfanızdaki bilgileri facebook sayfamda paylaşabilirmiyim acaba?