1 Nisan 2016 Cuma

TOPLAMALAR-MART 2016

Osmanlı hanedanında "Sultan" unvanı padişah, şehzadeler, padişah anaları ve padişahların kız çocukları için kullanılmıştır. Erkekler için kullanılırken ismin önüne getirilir, kızlar ve valideler için ise isimden sonra getirilir. Bu özelliğe dikkat etmeyenlerin yaydığı "Cem Sultan" söyleyişi yanlıştır. Sultan Cem olarak doğru söyleyişinin yayılması gerekir.

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

60'lı yaşlarının tadını çıkaran milliyetçi-maneviyatçı-mukaddesatçı-islamcı ne derseniz deyin bu cephenin Tayyip Erdoğan haricinde hiçbir ferdinin Abdülhamid'i anlatırken "Hal' Fetvası" yerine "Hal Fermanı" diyebileceğini, "Abdülhamid'i tahttan indirip idam ettiklerini" diline dolayabileceğini sanmıyorum. Sayın CB top peşinde koşmaktan fırsat bulup da ait olduğu cephenin fikri donanımına sahip olmaya çalışmamış biri. "Ağdalı ağdalı şiir okumak güzel de gençlerle konuşurken yeterli olmuyor. O karşısına aldığı gençlerin kafasını kim bilir ne kadar karıştırmıştır şimdi. Tabii onlar da top peşinde koşanlardan seçilmemişse...

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Toplumumuzun belirli kesimlerinin "din algısı" sorunlu. Sadece günümüze ait bir tespit değil benimki, her zaman için gündemde bu algı sapması. Önümüzdeki ay yayınlayacağım makalemi çalışırken hayretlere gark oldum. İki cahil kadın yüzlerce insanı bana gökten kitap indi safsatalarıyla kandırıp kendilerine muhalif 12 kişiyi öldürtüyor. Aynı köyün insanları bunlar...En küçüğü 3 en yaşlısı 70 yaşında tam 12 can. Dualarla köy meydanında kafalarını kesiyorlar. Başsız cesetleri gömmeden köy meydanında sekiz gün bırakıyorlar. Köpeklere yediriyorlar. Bir Allahın kulu çıkıp da engel olmuyor. Ancak cahillerin ve çaresizlerin inanacağı palavralarla öylesine korkutuyorlar ki insanları, istedikleri her şeyi yapıyorlar. Sorunlu din algısının en önemli gıdası cahillik ve çaresizlik.

İşte o yüzden ülkemizde cahiller çok sevilirken insanların daha fazla çaresizlik hissine kapılmaları için elden geleni artlarına koymuyorlar.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Görebildiğim şudur ki; Karaman’daki iğrenç tecavüz olayının bir şekilde sağdan soldan çekiştirilmesi, sündürülmesi, bu toplumun yıllar önceki anlayışı ile asla yapmayacağı bir alçaklıktır. Bugün bir kesim var ki bu iğrenç olayın meydana geldiği yere kol kanat germeyi itikadi bir mesele haline getirmiş. Fail olarak bir kişiyi öne atmayı bile epey düşündükten sonra becerebildiler. Ne hikmetse aynen Gezi’de olduğu gibi, 17-25 Aralık’ta olduğu gibi bu iğrençliğin ucunun Tayyip Erdoğan’a dayandırılacağından korkuyorlar. Her zaman o vakfın yanında olduğunu deklare etmiş biri çünkü. O yüzden aslında o vakfa kol kanat germiyorlar, tek dertleri CB. Yeter ki ona bir şey olmasın, bu olayın üzerinden yıpratıcı oklar ona yönelmesin. Bir diğer kesimin de tek derdi alçaklığın hesabını sormak değil gerçekten. Oradan nasıl bir koz çıkarırız da CB’ye çakarızın hesabındalar. Bu denge oyununu başka sahalarda yapın, ne kol kanat gerin, ne de ince hesaplar peşinde olun. Yeter ki o 45 çocuğa ve ailelerine empatik yaklaşın. Ya kendi çocuğumuzun başına gelse ne yapardık deyin. Kaç kişi küçücük çocuğunu velev ki hesap sormak için olsun öne çıkarıp deşifre edebilir. Ailelerin şimdiki sessizliğini böyle değerlendirin. Yok susmak için para almışlar, yok tarikat emri susmaları yönündeymiş gibi tezvirat ile o insanları bir kez daha yaralamayın. Belki ben de yanılıyorumdur. Bu şekilde para aldı gibi iğrenç iddiaların gerçekliğinin ortaya çıkması halinde inanın bu ülkede kimsenin ne yaşamaya, ne de nefes almaya hakkı olabilir. Zaten toplum olarak yıkıldıktan sonra devletin ayaktaymış, vatanın bölünmemiş kimin umurunda…
Geçmiş yıllarda toplumun her kesimi bu iğrençliğe en sert tepkiyi gösterirdi. Tabii ki hassas davranılır, mağdur çocukların hayatları zindana çevrilmeden, mümkün olduğunca kamuoyuna yayılmadan, olayın suçlusuna dünyayı zindan etme şeklinde cereyan ederdi. Bir kere o alçak tecavüzcüye karakolda sabah akşam sopa çekilir, ardından atıldığı mahpusta hayatı boyunca kıçının üstüne oturamayacak hale getirilirdi. Koğuş ağasının zennesi, müebbetliklerin halayığı olarak dünyanın kaç bucak olduğu iyice anlatılırdı... Böyle zevkle, tasvip ederek anlattığım sanılmasın. Asla öyle bir düşüncem yok. Sadece bu toplumun böyle bir ceza verme algısı olduğunun tespitini yapıyorum. Benim yaştakiler söylesin, böyle olmaz mıydı. Sokaktaki insan, böyle bir beklentiye girmez miydi? Bir yerde yerine daha iyisini ikame edemeden ceza müessesesini sakatladık, artık alçaklığın bini bir para.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
arklı zihniyetlere ait olduğu halde, Çanakkale Zaferi'nin her kesimden insanımız üzerinde birleştirici bir etkisi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bazı irapta mahalli olmayanların çıkıntılıkları gerçeğin üzerini örtecek yetkinlikte değil. Demek ki bu milletin hamurunda var olan antiemperyalist damarı uzun yıllardır kurutmaya niyetli olan zümre henüz başarıya ulaşmaya çok uzak. Çanakkale Savaşı'nın bu milletin istiklalindeki temel dinamiği oluşturduğu kabul edilmiş bir hakikattir. Yıllar sonra bile bizi millet olarak bir araya getirmede bu kadar etkili olması, oralarda dökülen kanların, verilen canların boşa gitmediğinin en büyük delilidir. Şehadet ve gaza ruhunu terk etmeyen bu milletin, varlığını temellendirdiği, bizi biz yapan değerlerimizi sahiplendiğini görmek oldukça sevindirici. Bu duygularla mutlu ve huzurlu bir şekilde gecenizin hayırlı olmasını, bizlere bu vatanı armağan eden aziz şehit ve gazilerimizin ruhlarının şad olmasını dilerim.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Hiç yorum yok: