1 Nisan 2016 Cuma

BU DEFİNEYE NE OLDU?

Arşivde kim bilir ne define planları, haritaları vardır diye ara sıra yarı şaka, yarı ciddi soru soranlar oluyor. Valla bugüne kadar hiç define planına rastlamadım. Plan yok diye üzülmeyin, çingenenin biri bulmuş defineyi… Bu anlatılan defineden sonra sizin bulmayı umduğunuz beş para etmez zaten…

Aslında belgenin bağlamı çok farklı. Arada fanteziden ibaret böyle bir hoşluk yapmışlar. Altın ve mücevherler neyse de bir damlası bir ton demiri altına çeviren simyacı eczasını da bulmuşlar ya… İşte o şişe elimde olaydı iyiydi!


BELGE METNİ:

«Güzeran eden Kânûn-ı Sâni’nin yirmi yedisi tarihiyle Türkistan’dan alınan habere göre Palama ile Vılahorni beyninde vaki Kalecik’te kıbtiden birisi bir güzel mermer bulup onu almak ümidiyle kaldırdığında altı delik bulunmakla bir merdiven görmüş. Ve merdivenden aşağı indiğinde bir açık kapı müşahede etmekle içeri girmiş. Ve zikrolunan mağarada mücevherli bir âli taht ve bir kılıç ve üç şişe ve “şişelerin derûnunda olan sudan bin vukiyye demire o eczadan bir damla konduğunda ber-kaffesi altın olur” diye yazılı bulunmuş. Ve bunlardan başka üç adet mancana dolusu altın ve mağara-i mezkûrun içini mücevherle mâlâmâl bularak zikrolunan eşyadan biraz alıp çıkmak istediğinde kapı kapanıp biçare içeride kalmış olmakla ne edeceğini bilemeyip hayrette iken “almış olduğun eşyayı bıraktığın halde kapı açılır ve dışarı çıkarsın ve eğer ki meramın işbu eşyadan almak tılsımı bozacak bir ot vardır. Onu bulmadıkça meramına nail olamazsın” diye bir nida gelmekle biçare minvâl-i muharrer üzere hareket edip tehî olduğu halde çıkmış ise de altın sevdası merkuma tesir etmekle işbu esrarı birisine açarak o da zikr olunan tılsımı bilirim diyerek merkumu iğfal…»

Hiç yorum yok: