4 Eylül 2015 Cuma

NURİ ARLASEZ

Nuri Arlasez'in kim olduğunu biliyor ama tanışmıyordum. Bir gün Osmanlı Arşivi'nin Sultanahmet Binasında kapıda karşılaştık. Bana genel müdür yardımcısı Necati Aktaş'ı sordu. Danışmadaki arkadaşlara yönlendirirken ismini sordum. Nuri Arlasez deyince birkaç kelam konuşmayı düşündüm ama genel müdür yardımcısının misafirini ayakta tutmak da istemedim. İlgili arkadaşlar yönlendirdiler ve yukarı çıktı. Ben de kapının oralarda oyalanıyordum. Beş on dakika sonra birden bire Nuri Arlasez indi ve dışarı çıktı. O sıra yine fırsatı kaçırdım ve konuşamadım. Bu kadar çabuk inmesine de bir anlam veremedim ama sorgulamadım. Şimdi çok merak ediyorum acaba o gün genel müdür yardımcısı ile görüşebildi mi? Görüştü ise neden erkenden ayrıldı? Yoksa paha biçilmez arşivinden bir kısmını Osmanlı Arşivi'ne bağışlamayı falan düşünmüştü de son anda vaz mı geçti? Bu soruların cevaplarını bir gün öğreniriz elbet.

Beşir Ayvazoğlu'nun "Defterimde Kırk Suret" kitabı 1996 yılında yayınlanmış. Bu kitapta bahsettiği Toynbee'nin mektuplarını, yayınlanmak karşılığında IRCICA'ya bağışladığı anlaşılıyor. Düşünün, Ekmeleddin İhsanoğlu,  yirmi yıldır o mektupları yayınlayacak. Osmanlı Arşivi'ne bağışlasaydı kesinlikle şimdiye kadar çoktan yayınlanırdı.

Rahmetlinin vasiyeti mezar taşının isimsiz olması yönündeymiş. Merkez Efendi Kabristanı'ndaki taşında isim bulunuyor. Burada da vasiyetine uyulmadığı anlaşılıyor.

Mevla rahmet eyleye.










Hiç yorum yok: