8 Haziran 2015 Pazartesi

YALANCI PEYGAMBER


Osmanlı Arşivi’nde Halepli İbrahim Musa Necm imzalı İbranice bir mektubun tercümesi bulunmaktadır. Mektubun aslı ortada değildir. Hariciye Nezareti Tercüme Odası’nda tercüme edilmiş. Tarihsiz olduğundan hangi padişaha gönderildiği anlaşılamıyorsa da tercüme metnin kâğıt ve antet özelliklerinden İkinci Abdülhamid’e gönderildiğini tahmin ediyorum. Bu devirde Osmanlı Devleti’nin her yerinden ipe sapa gelmez yüzlerce mektup rahatlıkla Yıldız Sarayı’na gönderiliyordu. Bunların ne kadarının saklandığını, arşivlendiğini bilemiyoruz.   Yine de İbranice olduğu için Hariciye Nezareti’ne gönderilip orada tercüme edilen mektubun aslı elimizde olmasa da tercümesi mevcut ve bir zihniyete ışık tutacak malumat içeriyor.

Beni İsrail peygamberleri sülalesinden ve Halep ahalisinden olduğunu belirten İbrahim Musa Necm mektubunu İbrani lisanında gönderdiğine göre Yahudi olduğunu düşünebiliriz. Mensup olduğu dini belli etmeden, “Vahdaniyet üzerine kurulmuş din-i mukaddes” diye belirttiği bir dinin hamiliğine soyunuyor. Hemen akla İslam Dininin kastedildiği gelebilir. Ne var ki kendine vahiy geldiğini iddia ederek, Hazret-i Hakk’ın kendini aracı kılarak gönderdiği emirlere padişahın uymasını telkin ediyor. Böylelikle yeni bir dinin peygamberi olarak kendini lanse ediyor. Vahiyle gelen emirleri tebliğ etmek için de padişahın huzuruna kabul edilmeyi bekliyor. Padişah bu emirlere uyarsa refah ve saadete ulaşacağını belirtiyor.  Aksi takdirde padişahın durumunun zor olacağını ima edip korunması için dua ediyor.

Daha önceden Halep ahalisi bu adamın kafası karışıklardan olduğunu saraya gammazlamış olmalılar. Bu ihbarların aleyhine kötü sonuçlar doğurmasını engellemek için de kendini ihbar edenlerin fısk u fücur ehlinden olduklarını iddia ediyor.  "Zaten daha önceki büyük peygamberler hakkında da böyle iftiralar atılmıştır" diyerek kendinin de bu büyük peygamberler silsilesinden olduğunu iyice ima etmektedir.

Bu tebliği yaparken Hazine’den para talep etmediğini söyleyip Taberiye bölgesinin idaresinin kendisine bırakılmasını rica etmesi hayli uyanık bir yalancı peygamber ile karşı karşıya olduğumuzu gösterir. Buradan toplayacağı vergileri Allah’tan gelecek vahye göre Hazine’ye teslim edeceğini söylemesi ise çok dikkat çekici.

Tarih içinde ve günümüzde bile çok sayıda örneğine rastlanılan bu zavallı sahte peygamberin mektubunu sizlere sunuyorum ama sakın ola ki “ kendi aracılık ettiği vahiy emirlerine uyulmazsa Devlet-i Aliyye’nin yirmi sene sonra komşularının eline geçeceği” kehanetinin doğru çıktığı gibi bir anlayışa kapılmayın. İman-İtikat meselesi açısından riskli olur. Benden söylemesi.

BELGE METNİ:

BABIALİ
NEZARET-İ UMUR-I HARİCİYE
TERCÜME ODASI
ADED

ATEBE-İ HAZRET-İ PADİŞAHİYE HALEP AHALİSİNDEN İBRAHİM MUSA NECM İMZASIYLA TAKDİM KILINAN İBRANİYÜ’L-İBARE ARZUHALİN TERCEMESİDİR

Cenab-ı Kadir-i Mutlak hazretleri ömr ü ikbal ve şükuh u İclal-i hazret-i padişahilerini müzdad u firavan buyursun âmin.

Kulları enbiya-yı Beni İsrail sülalesinden olup evkatımı ibadete ve Hazret-i İbrahim aleyhisselamın evlatları bulunan Beni İsmail ve Beni İsrail’in saadet-halleri duasına hasreyledim. Aceze ve fukaranın dualarını kabul eden Cenab-ı Hakk ve Feyyaz-ı Mutlak hazretleri beş sene mütemadiyen icra ettiğim savm ve ibâdâtı lütfen kabul buyurarak kullarına bazı hafâyâ ifşâ buyurmuştur. Şöyle ki;

-Evvelen; Sülale-i Hazret-i İbrahim ve ale’l-husus Devlet-i Aliyye büyük bir tehlike altında bulunmaktadırlar. Eğer zât-ı şevket-simât-ı hazret-i padişahileri bu kullarını hizmet-i şahanelerine kabul ve Cenab-ı Hak tarafından ifadesine memur olacağım mevâddı icra buyurmazlar ise Devlet-i Aliyye’leri ve Sülale-i Hazret-i İbrahim yirmi seneye kadar komşularının yed-i tasallutlarına geçecekler ve vahdaniyet esası üzerine müesses olan din-i mukaddes dinsizler tarafından paymal edilecektir. Fakat istida-yı acizi kabul buyurulduğu takdirde Sülale-i Hazret-i İbrahim mazhar-ı terakkiyat ve Devlet-i Aliyye’leri yirmi beş seneye kadar Düvel-i Muazzama’nın en büyüğü olacaktır.

-Saniyen; Memalik-i Şahanelerinin servet u şecaat u besâlet ve ulûm u fünûn merkezi olmasını istihsâl için Cenab-ı Hak tarafından bu kullarına vahyen bir çare,

-Salisen; Evlâd-ı vatanın talim ve terbiyesi için bir tedbir-i müessir dahi gösterilmiştir.

-Rabian; Taberiye kaplıcalarının her nevi ilel ve emrâza devâ-yı müessir olması için dahi ilham olundum.

-Hamisen; Cenab-ı Hak nur ve meserret kapılarını bu kullarına gösterdi. Padişahım Hazret-i Hakk’ın vesatat-i acizanemle ita buyuracağı evâmire imtisâl buyuracak olursanız nail-i refâh ve saâdet olacaksınız. Aksi takdirde  ……… Ya Rabbe’-l Âlemin,   Padişahımızı vikaye ve muhafaza buyur.

Merhamet-nisab efendim. Söylediğim şeyler on seneye kadar vuku’ bulmaz ise her nevi mücazata razıyım. Halep ahalisinden bazıları kullarının güya muhtelü’ş-şuur olduğumu iddia eylemişler ise de bunlar erbâb-ı hasettendir. Vaktiyle erbâb-ı fısk u fücûr enbiya-yı izam haklarında dahi enva’-ı müfteriyatta bulundukları gibi hemşehrilerim dahi bana iftiraya cüret ediyorlar. Etıbba tarafından muayene olunur isem eşhas-ı merkûmenin müfteriyatı meydana çıkar.


Şevket-penâhım, ahass-ı âmâlim Sülale-i Hazret-i İbrahim’in istihsal-i saâdet-hâlinden ve Devlet-i Aliyye’lerinin izdiyâd-ı şân u şevketinden ibaret olup Hazine-i Celile’den bir akçe iane talep etmiyorum. Matlûb-ı âcizî Taberiye şehrinin emr-i idaresinin on sene müddetle uhde-i çakeraneme lütfen ihale buyurulmasından ibarettir. Müddet-i mezkûre zarfında şehr-i mezkûrun kâffe-i vâridâtını sûret-i müstakimânede tahsil eyleyecek isem de kimseden ağır rüsum istîfâ etmeyeceğim. Hasılât-ı mezkûreyi Cenab-ı Hakk’ın bana irae edeceği ve vakt-i münasibinde huzûr-ı şevket-mevfûr-ı cenab-ı padişahilerine arz edeceğim veçhile menafi-i memlekete sarf eyleyeceğim. 

Ol babda ve katıbe-i ahvalde emr u fermân şevketlü kudretlü atufetlü padişahımız efendimiz hazretlerinindir. 



Hiç yorum yok: