27 Mart 2015 Cuma

STRATEJİMİZ YÜZ SENE SONRA DA AYNI


Bizim Çerkez bildiğimiz Hareket Ordusu Kumandanı ve sonradan Sadrazam olan Mahmud Şevket Paşa'ya Arap kefiyesi giydirmişler ve «Kavm-i Necib-i Arap'tan sadrazamımız var, Türk-Arap kardeşliği, Osmanlılık, vatan, vs. vs. vs.» Demek ki bu taktik tutmuyor agalar... Değiştirin şu stratejiyi...
Resim Altı Yazısı:
KAVM-I NECİB-İ ARAB’A MENSUB OLAN SADRAZAMIMIZ
Suriye ve Beyrut Islahatının, Araplara isnad edilen fikr-i iftirakın sık sık mevzu’-ı bahs olmakta bulunduğu şu günlerde Arap vatandaşlarımız bir taraftan Arnavutluk’ta «her dem mütezayid bir mahiyet-i elem ile» devam eden faciaya nazar-ı ibretle bakmak, diğer taraftan da Osmanlılık aile-i ictimaiyesi içinde, Arap’la Türk’ün daima farksız iki kardeş teşkil etmiş olduğunu düşünmek mecburiyet-i vicdaniyesindedirler. Arnavutluk hailesi her gün yeni bir vak’a-i felaketle muvacehemizde münceli bulunduğu cihetle burada ondan bir misal getirmeğe lüzum görmüyoruz. Arap’la Türk’ün revabıtına gelince, bize en yakın görülmemeğe en ziyade maruz oldukları içün bu iki unsur arasındaki ittihad-ı asır-dîdeye yeni bir numune irae etmek ve Osmanlı ülkesinin re’s-i idaresinde bu gün bir Arap sadrazam bulunduğunu hatırlatmak istedik. Filhakika Sadrazam Mahmud Şevket Paşa hazretleri evlad-ı Araptandırlar. Derc ettiğimiz tasvirleri de kıyafet-i Arabiyeleriyle 1319 senesinde Hicaz’dan avdetlerinde alınmıştır. Şu halde bir “Türk-Arap mesele-i siyasiyesi” ihdas etmekten ise bütün vatanı muhtac-ı tedavi bir mader-i müşterek gibi görerek mesaiyi onun tedavisinde temerküz ettirmek daha layık değil midir?
AİLE-İ OSMANİYE’DE ARAP’LA TÜRK’ÜN FARKI OLMADIĞINA YÜKSEK BİR DELİL




Hiç yorum yok: