12 Nisan 2014 Cumartesi

ŞEYHÜLİSLAM ÖMER LÜTFİ EFENDİ’NİN İKİNCİ ABDÜLHAMİD’E ÇAVUŞ ÜZÜMÜ HEDİYE ETMESİ

Sinan ÇULUK
 

İstanbul’da bir zamanlar manav esnafına fazla ihtiyaç olmadığı söylenir. Her evin bahçesindeki çeşit çeşit meyve ağaçları, şehrin her yerine dengeli dağılmış bostanlar, meyve-sebze ihtiyacını fazlasıyla karşılarmış. Buna rağmen belirli bölgelerin meyveleri aranır, eşe-dosta ikram edildiğinde hatır yapılırmış. Arnavutköy’ün çileği, Çengelköy’ün hıyarı, Yedikule’nin marulu, Bayrampaşa’nın baklası, Beykoz’un fasulyesi, Silivri’nin kavunu, Bağlarbaşı’nın üzümleri bu neviden ikram ve hediye edilen kişileri fazlasıyla memnun edermiş. Çamlıca’da bağları olan Şeyhülislam Bodrumlu Ömer Lutfi Efendi de yetiştirdiği çavuş üzümlerinin ilk mahsulünü öncelikle Sultan İkinci Abdülhamid’e hediye etmeyi alışkanlık haline getirmiş. Sahibi olduğu bağ için "muhafızı olduğumuz" tabirini kullanması dikkate değer. Osmanlı zarafetinin, yazışma üslubunun birebir yansıdığı bu belgede, Çamlıca’daki bağından topladığı üzümlerin padişaha teslim edilmesi için muhtemelen mabeyn katibi veya musahiplerden birine yazdığı hususi tezkireyi sunuyorum.

Belge Metni:

Hüve

Saadetlü Beyefendi Hazretleri
Muhafızı bulunduğumuz Çamlıca’daki bağın evvel be evvel idrâk eden çavuş üzümlerinden atebe-i felek-mertebe-i şâhâneye takdîmi muʽtâd-ı senâverî olmağla yarın sabah kethuda-i senâverî ile firistâde olunacak üzümün mazhar-ı hüsn-i kabûl-ı âlî buyurulmasına delâlet-i saadetlerinin ibzâl buyurulması siyâkında tezkire-i mahsûsa-i senâverî terkîm kılınmıştır. Fî 27 Zilhicce sene 307 ve fî 1 Ağustos sene 306 [13 Ağustos 1890]

Şeyhülislam
Ömer Lutfî




Hiç yorum yok: