24 Kasım 2013 Pazar

RÜŞVET MUKABİLİ HEDİYEYİ GERİ ÇEVİREN ZAT




Sinan ÇULUK
 
Göreve yeni tayin edilen şeyhülislam veya yüksek rütbeli bir kazaskeri tebrik bahanesiyle hediye adı altında gönderilen on bin kuruş gibi devrine göre çok yüksek bir rüşvetin nasıl nazikâne ve ders verircesine geri çevrildiğine dair güzel bir mektup. 

Köşeli parantez içlerinde satır numaraları yazılıdır.

Belge Metni:

Benim saadetlü, mekremetlü, meveddetlü hamiyetkârım düstûr-ı celîlü’ş-şân hazretleri

[1]Bu defa firistâde buyurulan bir kıt’a tebriknâme-i celîlü’l-fehvâ-yı müşîrîleri derûnuna mevzû’ memhûr puslaları mefhûmu manzûr u ma’lûmumuz olup mine’l-kadîm
 
[2] tarafımıza an-samîm olan alâka ve muhabbet-i mahsûsaları muktezâsınca kapu çukadârları Hüseyin Bey dâ’îleri vesâtat ve ma’rifetiyle on bin guruş bi-târîki’
[3]l-hediyye irsâl ve kabûlümüzü iltimâs buyurdukların derc u iş’âr buyurmuşlar. Bu rütbe kemâl-i hulûs ve muhabbetlerinden fevka’l-gaye memnûn ve mazhar-ı hatt-ı derûn 
[4] olmuşuzdur. Cenâb-ı Hak umûr-ı hayriyyeye muvaffak eyleye. Bu ana gelince sûy-i düstûrîlerine râbıta-bend-i peyvend-i habli’l-metîn muvâlât bu makûle tekellüfât-ı resmiyye 
[5] sebebiyle olmadığı nezd-i müşîrîlerinde umûr-ı vâzıhâtdan olmağla zât-ı vâlâ-yı düstûrîleri sâye-i saltanat-ı şâhânede iktisâb-ı servet ve yesâr 
[6] eylemiş vüzerâ-yı ızâm hazerâtının nâmdâr ve şöhret-şi‘ârı oldukları hasebiyle Dîn u Devlet-i Aliyye düşmenleri miyânında şöhretleri ve sedd u sedîd 
[7] oldukları muhassenâtları meczûm ve bedîd olduğundan düşmen-i dîne mukabele ve mazarratlarını müdâfa’adan a‘lâ tarafımıza hediyye olmayıp sâ’ir 
[8] vüzerâ-yı ızâm hazerâtı karındaşlarından dahi bu makûle hediyye alındığı mesbûk olmadığından şi‘âr ve mesleğimizi tetarruk-ı halelden vikâye 
[9] zımnında hediyye-i behiyyelerinin yine mahallinde ibkâsı tasvîb olunup adem-i kabûlden maksûdumuz ne sebebe mebnî idüğü tafsîlât-ı sâlifetü’l-
[10] beyândan hakîkât-i hâl müstebân oldukda zîr-i idâre-i düstûrîlerinde olan mukâta’at bedel-i iltizâmâtı ve emvâl-i mîriyyenin 
[11] vakt ü zamanlarıyla mahallerine irsâlleri hususlarına himem-i sâmiye-i vezîrîleri masrûf buyurulmak ve halîfe-i rûy-i zemîn zıllullah-i fi’l-âlemîn 
[12] veliyy-i ni’metimiz şevketlü kerâmetlü mehâbetlü pâdişâhımız efendimiz halledallahü hilâfetuhu ila yevmiddîn hazretlerinin rızâ-yı meyâmin-irtizâ-yı mülûkâneleri tahsîline 
[13] sa’y u gayret birle fukarâ-yı memleketi vücûh-ı mezâlimden himâyet ve de’avât-ı hayriyyeleri isticlâbına himmet buyuruldukça cenâb-ı mekremet-me‘âb-ı 
[14] hıdîvîleri dahi hemîşe mazhar-ı hüsn-i nazar-ı âtıfet-i cihân-dârî olacakları ve diğer şukka ile iltimas buyurulan Preveze kazasının 
[15] medine-i Yanya’ya ilhakiyyeti hususu mübârek rikâb-ı şevket-me’âb-ı mülûkâneye arz u istîzân olundukda müsâ’ade-i aliyye-i mülûkâneleri 
[16] erzân buyurulmağla çend rûz zarfında bi-mennihi te’âlâ tanzîm-i savb-ı müşîrîlerine irsâl ve tesyîr kılınacağı karîn-i ilm-i dakîkadânları buyuruldukda [17] fî-mâ-ba’d dahi tarafımızı hüsn-i teveddüdât-ı düstûrîleriyle yâd ve münbasıtu’l-fu‘âd buyurmaları me‘mûl-i hâlisânemizdir. Bâkî hemvâra der-mesned-i câh u celâl müstedâm-bâd.

Hiç yorum yok: