Sinan ÇULUK
Celal Nuri [İLERİ] nin bana ilginç gelen Türkçemiz adlı eserinden bir bahis ve mündericatı.
MİLLETİN VE LİSANIN ADI
Nedir? Bu da takarrür etmemiştir. Millet-i İslamiye, Millet-i Ahmediye, Ümmet-i Muhammediye… ilh. gibi kelimât birer medlûl-i fennî değildir. Türkler, Türk’ü kaba telakki ettiklerinden bu unvan ile kendilerini nadiren kast ederlerdi. Lakin ilmî ve tarihî bir adları olmak lazımdır. Fikrimce milletimizin adı –Şimal ve Şark Türkleri yani muhtelif Tatar kabâili ve Çağatâîlerden tefrîkımız için- (Osmanlı Türkü) veya (Garp Türkü)dür. Şu ikinci lakabı –gayr-i me’nus olmakla beraber- diğerine tercih ederim. Çünkü aynı lisanı mütekellim Türkler tâbi‘iyyetten ayrıldıklarından veya asla tâbi‘iyyet-i Osmaniye’ye girmediklerinden –Kırımlılar, Şirvanlılar, ilh. gibi- Osmanlı sıfatı onlara şamil olamaz. (Garp Türkü) ıstılahı daha fennî ve kat‘îdir. Lisana gelince, o da sadecede Osmanlıca değildir, Türkçe’dir. Şimal ve Şark Türkçesi’nden tefrîkı için (Osmanlı Türkçesi) veya daha doğrusu (Garp Türkçesi) denebilir. Süleyman Paşa, Ekrem Bey’e olan bir mektubunda dediği gibi lisan Türkçe’dir, Osmanlıca değildir. Devlet-i Selçukiye devam etse ve Saltanat-ı Osmaniye teşekkül etmese ona (Selçukça) mı diyecek idik? Muallim Naci Efendi’nin taassubunu tarihen nâ-makul görürüm. Edebiyat-ı Osmaniye, Sarf u Nahv-i Osmanî, Lugat-i Osmaniye, Elifbâ-yı Osmanî, ilâ ahirihi, terkipleri -tarihçe- ne kadar galattır.
Celal Nuri [İleri], Türkçemiz, İstanbul 1917, s. 44.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder