19 Mayıs 2013 Pazar

BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN

Sinan ÇULUK

Kurtuluş sürecini lokal mücadelelerin önceliği sonralığı gibi kronolojik ayrıntılara boğmaya gerek yoktur. Türk Milleti emperyalizme karşı verdiği İstiklal Harbi’ne bugün başlamıştır. 


Örgütlü ve bilinçli bu mücadelenin tarafları bellidir. Güneşi balçıkla sıvamaya kalkarak, topyekûn bir milletin esaretten kurtuluş savaşını karalayanların da safları bellidir.

Ülkemizin kendine özgü bir idare geleneği vardır. Demokrasi denilen sistem ile yönetilmediği halde anlayış itibariyle çok daha demokrat zamanlarımız olmuştur. Bu idari şeklin en önemli sacayağı yeniçeri, esnaf ve ulema idi. Ulema zaten verdiği fetva ile Padişah’ı bile yerinden edebilirdi. Yeniçeri Ocağı ise esnaf ve ulemada temsil edilen ahalinin dayanak noktası, saltanatın gücünü dengeleyen kuvvetler ayrılığı ilkesinin tezahürüdür. 







İkinci Mahmud devrinde on dört sene Merci-i Devlet namıyla gücünün zirvesindeki Halet Efendi’yi suçlayan Cevdet Paşa’nın Tarih’inden birkaç satırın görüntüsünü yayınlıyorum. Göreceğiniz gibi Halet Efendi sadrazama mealen “ikide birde ocağı kaldırmaktan bahsetme, sonra Padişahı nasıl zaptederiz” diye nasihatte bulunuyor. İktidarın tek elde toplanmasına ve padişahın her aklına estiğini yapabildiğine dair tarihi malumatın hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur. Dördüncü Murad ve İkinci Abdülhamid devirlerindeki istibdat istisnaidir ve bugün rahmetle aranır hale gelmiştir.

Rical-i devletin aklı başında olanları gereken tedbirleri her zaman almıştır. Çocuk padişahlarla dünyanın bir numaralı devletinin idare edilebileceğine inanan saftaron tarihçilerin basiretleri bağlanmadıysa görevini icra ediyordur. Bu devleti her zaman ilmiye, kalemiye ve seyfiye sınıfının devlet adamları idare etmiştir.

Ülkemizde geleneksel tarih anlayışında devşirmelerin zamanındaki yeniçeri ordusuna övgüler düzülür, ocağı Türklerin ele geçirdiği 1620’lerden sonrasına sürekli küfredilir. Ricaut’ya göre Köprülü Mehmed Paşa oğluna bu ordunun kırılması için gerekli gereksiz Alman seferi icat etmesini vasiyet etmiştir.

Yeniçeri Ordusu için de bugünkü iftiralara benzer yalanlar uydurulmuştur. Hamamlardan kadın kaldırmalar gibi iftiralar atılmıştır. Milletin gözbebeği ordu genele yayılamayacak bu gibi suç olaylarından toptan karalanmıştır.


Hiçbir yeniçeri isyanında halk zarar görmemiştir. Yağma ve tedhiş olmamıştır çünkü halk ve ulema yeniçeri ile birliktedir. Küffar ile işbirliğine gidenler veya zafiyet gösterenler isterse padişah olsun cezasını çekmiştir.

Özümüzden yetişmiş, kasten ihmal edildiğini ve içinden kemirildiğini anlayamayan ordumuzu topa tutarak yok ettikten sonra Yunanlılar bağımsızlığını ilan etti. Türkler de Baltalimanı ve peşinden gelen bir dizi anlaşma [ab gümrük birliğine kadar gelen] ile bağımlı hale getirildi. Emperyalizmin hizmetindeki yeni kurulan ordu ise Ruslarla işbirliğine açık Sultan Aziz’i, İngilizlerin desteği ile katletti.

Enver Paşa’dan itibaren oluşturulan yeni Türk ordusu bugün yine emperyalizm ekseninden kaydığı için cezalandırılıyor. Ordumuz tarihi iyi okusun ve başına örülen çorapta yanında yer alacak ahali ile ulemanın değerlerine saygı göstersin. Ordunun tek hâmisi milletidir.

Aziz Türk milletine ve ordusuna yapılan her saldırı emperyalizm kaynaklıdır.

Bayramınız Kutlu Olsun.

2 yorum:

Unknown dedi ki...

Bloğunuzu ve bu yzınızı çok ama çok beğendim. Yeni yazılarınızıda umarım kısa zamanda görebilirim. Teşekkür edrim. Kaleminize sağlık.

Sinan ÇULUK dedi ki...

Ben de ilginize teşekkür ederim.