30 Kasım 2012 Cuma

POSTA TATARININ İŞTEN POSTALANMASI

Sinan ÇULUK



Mührü Hasan Hüseyin gibi okunan, muhtemelen vali sancakbeyi gibi üst yönetici bir zatın 1819 senesine ait mektubunu takdim ediyorum. Eskiden her yerleşim merkezi arasında olduğu gibi, taşra ile İstanbul a
rasında da haberleşme posta tatarları aracılığı ile yapılıyordu. Bunlar bilhassa vali, sancakbeyi, mutasarrıf gibi taşra görevlilerinin merkez ile olan irtibatını sağlarlardı. Arşiv’de incelediğim mektuplar arasında Şam’dan yazılan bir mektubun dört gün sonra İstanbul’da Bab-ı Ali’de işleme alındığını gördüm. Bugün de herhalde o kadar sürede gelir.


İşte bu tatarlar yerel yöneticilerin kapı halkı arasında sayıca epey yer tutarlardı. Bunların istihdam usullerinde de personel arasında tahrik edici fitne çıkarmak, iş barışını bozmak ve patronun isteği dışında işler yapmak işten çıkarma için gerekçe olarak kullanılıyordu. Yine de üslup bir taraftan gayet kibar “kısmetini başka yerlerde arasın”, bir taraftan incitici “defedin gitsin”.

Mektubun metni:

Atûfetkârâ Sultanım Hazretleri,

Mukaddema hizmetimizde olup tevcihatdan akdemce Dersadet’e gitmiş ve kendi keyfine bazı mahallere azimet etmiş ve yine Deraliyye’ye gelmiş Sandıklı Süleyman tatar, eğerçi tarafımıza gelmek için, taraf-ı devletlerinden iş matlub eder ise göndermeyip, varsın mahall-i sairede kısmetini arasın cevap veresiz.
Ve ondan başka bundan akdemce torba ile irsal kılınan tatarlarımız odabaşısı Mehmed tatar, tatarlarımız beyninde bazı tahrik-gûne harekete mütecasir ve mugayir-i rızamız hususlarda bulunmakla merkumu dahi maslahatımız ile iade etmeyip, mahal-i saireden kısmetini baksın kat’i cevap verip def buyurmaları mütemennadır.

16 Muharrem 1235 – 4 Kasım 1819
Mühür (Hasan Hüseyin)
 
 

Hiç yorum yok: