10 Ekim 2012 Çarşamba

PANAMA KANALI İNŞAATINDA ÇALIŞAN ORHANGAZİLİ BİR TÜRK'ÜN İZLENİMLERİ





Sinan ÇULUK



Panama Kanalı, Atlas Okyanusu ile Büyük Okyanusu birbirine bağlayan, dünyanın en önemli su kanallarından biridir. Orta Amerika'daki Panama topraklarında 1880'de Ferdinand de Lesseps öncülüğünde başlatılan çalışmaların ardından çeşitli zorluklara ve inşaatın yarım kalmasına rağmen, Fransız ve Amerikalıların yeniden organizasyonu ile tamamlanarak 1914 senesinde açılmıştır. Binlerce işçinin can vermesine sebep olan kanal inşaatı, 20. Yüzyılın en büyük inşaat faaliyetlerindendir. 

Osmanlı Arşivi'nde, inşaatın sürdüğü yıllarda devletin yakından takip ettiği faaliyetlere dair bir hayli vesika mevcuttur. Buna bağlı olarak inşaatın safhaları kamuoyunda da ilgi ile takip edilmiş, gazete ve dergiler bilhassa açılışın yaklaşmasıyla haberlerini yoğunlaştırmışlardır. Musavver Malumat-ı Nafia mecmuası da bundan geri kalmayarak okuyucularına "Hüdavendigar Vilayeti'nde Pazarköy kazası İslam ahalisinden, Panama Kanalı Makinistlerinden Mustafa Fehmi Efendi" nin gönderdiği yazı ve fotoğrafları sunmuştur. Mustafa Fehmi Efendi'nin kimliği hakkında ayrıntılı bir malumat verilmemiştir. Biz de yaptığımız araştırmada bu zat hakkında hiçbir bilgiye tesadüf edemedik. Umarız ki bu yazı vesilesiyle belki bir yerlerden tanıyanı çıkar da faydalanırız. 

Musavver Malumat-ı Nafia mecmuasının 11-15. sayılarında, 7 Mayıs-4 Haziran 1914 tarihleri arasında yayınlanan, bir Türk'ün gözünden Panama Kanalı inşaatına dair satırları sizlere sunuyoruz. Metin, üslubunun bozulmaması için sadeleştirme cihetine gidilmeden, külfetsiz bir transkripsiyonla günümüz yazısına aktarılmıştır.





MUSAVVER MALUMAT‑I NAFİA
Haftalık Fennî, Edebî, İctimâî ve İktisâdî Mecmua


Gayyur Bir Vatandaş
Mustafa Fehmi Efendi
Panama Kanalı Makinistlerinden
Hüdavendigar Vilayeti'ne Muzaf

Pazarköy Ahali‑i İslamiyesi'nden


Acâyib‑i Âlemden Bir Hârika‑i Medeniyyet
Panama Kanalı
Nazarları kamaştıran medeniyet‑i hâzıra belki bütün inkılaplara sebep olacak hâdisât‑ı âlemden en mühimmi de Panama Kanalı'dır. Kanalın küşâdı tarih‑i insâniyeti yeni bir muvaffakiyet‑i harikulade ile tetvîc etmişdir. En nâfi‘ ve şâyân‑ı dikkat vuku‘ât-ı cihânı pîş‑i enzârâ vaz‘ etmek emeliyle çalıştığımızdan, çoktan beri Yeni Dünya'nın ahvâlinden muhîtimizi haberdâr etmek için çalışıyorduk. İşte Anadolu'nun fedâkâr, azimkâr bir yavrusu olan Panama Kanalı makinistlerinden Mustafa Fehmi Bey kardeşimiz tarafından Yeni Dünya'nın terakkiyât ve teceddüdâtından vatandaşlarını müstefîd etmek için vatanımızdan yüz binlerce fersah mesafelerden bizlere îsâr edilen tuhfe‑i hamiyeti nazar‑ı dikkate arz edeceğiz. Bâ‑husûs kanalın tâ bidâyet‑i hafrinden târîh‑i küşâdına kadar geçirdiği safahât büyük kıt‘ada dokuz aded tabloda gösterildiğinden bunları sırasıyla derc ederek Panam[a]'nın sûret‑i hafrini bir sinema gibi göstereceğiz ve bu sûretle asîl ve necîb vatandaşımızın hamiyet‑i milliye, gayret‑i vataniyyesi sayesinde Panam[a]'nın bir kıt‘a mükemmel panoramasını hediye etmiş olacağız.
Panama Kanalı ve Suret‑i Hafr ve Küşâdı
Panama Kanalı'nın tarihçe‑i hafrinden bahs etmek her halde mûcib‑i istifâdedir. Bu kanalın ehemmiyeti fevkaladedir. Malumdur ki Amerika iki kısımdır. Panama bu iki kısmı yekdiğerine birleştiriyordu. Amerika'nın şimalinden dolaşmak mümkün değildir. Kıt‘a‑i cenûbîyedeki (Majellan) Boğazı'ndan geçmek ise sefâ’in için gâyet tehlikelidir çünkü burası Amerika‑yı cenûbînin müntehâsı ve en tenha noktasıdır. Bundan başka boğazda sefâ’inin mürûruna mâni‘ olacak bir takım avârız‑ı tabî‘iyye de vardır. Binaenaleyh Panama Kanalı'nın hafri zarûrî idi. Fakat Panama berzahında gayet müthiş bir hastalık (sarı humma) illeti var. Amele dayanmıyor, pek çabuk hastalanıyor ve ölüyordu amele bulmak müşkül olduğundan pek ziyade gündelik vermek icap ediyordu. Bundan başka kanalın açılacağı yerler gayet arızalı bâ‑husûs bu arızalı arâzînin bir noktasında gâyet yüksek bir dağ var, bu dağ granit taşından mürekkep bulunuyor. Bu dağı kırmak, ortadan kaldırmak fevkalade masraflı ve müşkül idi. İşte Süveyş Kanalı'nı kemâl‑i muvaffakiyetle açan De Lesseps bu teşebbüsünde muvaffakiyet gösteremedi. İlk önce kanalın hafrini der‑uhde eden Fransız Kumpanyası iflas etti. Birçok sû’i isti‘mâlât da vukû‘ buldu. Hatta Fransız (Büyük Fransız) namıyla yâd ettikleri De Lesseps bile huzûr‑ı mahkemeye çıkarıldı. Sonra yeniden hafriyata başlandı. İşte bir milyar sarfıyla vücuda gelen bu kanal insaniyete bir yadigar‑ı mefharet daha bıraktı.
Kanalın hafriyatında kazma kürekten ziyade dinamit işe yaramıştır. İşte resmimizde görüldüğü (1) üzere ameleler (Oir Drills) tabir olunan burgularla yirmi beş kademe kadar tahtelarz delik delerler. İşte yüz binlerce amele ellerindeki bu aletlerle arızalı araziyi delik deşik ederler.[1]


-2-
Panama Kanalı'nın hafr olunacağı arazinin bir çok avârız‑ı tabî‘iyye ile muhât bulunmasından dolayı bu avârızı ref‘ ve kal‘ için yine beşeriyet deha‑yı i‘cazkârına istinat ederek dağları devirecek kadar dehşet‑engîz vâsıtalar bulmuştur. İşte bu vasıtalardan en mühimmi geçen nüshamızda resmi görüldüğü vech ile araziyi bir takım makinelerle delip dinamitle atmakdır. Bu binlerce âlet‑i mahsusa ile granitten mürekkep arızalı arazide yine binlerce delik açtıktan sonra bu deliklere dinamit doldururlar. Dinamitin müthiş kuvvetinden istifade ederek dağları devirirler. Bu dinamit atıldığı zaman ev gibi büyük kayalarla beraber semalara kesif bir duman yükselir. Granitten dağ devrilir. (2) 

Bittabi dinamitin saye‑i heybetinden parçalanan dağdan kopan ev kadar büyük kayaları insan vasıtasıyla nakl etmek kabil değildir. İhtiyaç müvellid‑i ihtira‘dır derler. İşte insanlar dağları dinamitten istifade ederek devirdikleri gibi bu dağ parçalarını da nakletmenin kolayını bulmuşlardır. Bunun için de stimle müteharrik Steam Shovel ta‘bîr olunan bu kürekler ki yirmi beş ton sikletinde olan kayaları yerden alıp vagonlara yükletirler. (3) Bu kürekler adeta vinç vazifesini ifa ederler. Gerek dinamitin ve gerek küreklerin kanalda ifa eylediği hizmet pek büyük ve mühimdir. Belki yüz binlerce amelenin senelerce çalıştıkları halde kazmağa ve nakletmeğe muvaffak olacakları bir ameliyat dinamit ve makineler sayesinde pek az zamanda ve işin vüsat ve azametine rağmen az amele ile yapılıyor. Ba‑husus orada çalışan mühendisler aynı zamanda birer muhteri‘dir.
Kanal hafr olunurken hesap ve ihtimal dâhilinde olmayan bir arıza mesailerini sektedar eder. İşte ona karşı ameliyatı idare eden mühendisler hemen tedabir ittihaz ile icap ederse makine ihtira‘ ederler bu istimli kürekler de bu kanala mahsus bir ihtira‘dır. [2]
-3-
Amerikalılar bâ‑husûs Cemâhir‑i Müttefika‑i Amerika bu kanalın hafr ve küşâdı için pek ziyâde külfet ihtiyâr etmişlerdir. Yirminci asır medeniyetin en hârika‑engîz âsârı arasında Panama Kanalı hiç şüphesiz birinciliği ihrâz eder. Bu kanalı açmak için lede'l‑îcâb makine icat ettikleri gibi bilhassa kanalın hafri için fabrikalar bina etmişler amele kışlaları vücuda getirmişlerdir.
Bu inşaat arasında en büyük masrafı istilzâm eden kanalın esnâ‑yı hafrinde dinamitle atılan dağ parçalarını nakletmek için yapılan şimendüfer yollarıdır. Kanalın etrafı bu yollarla muhattır.
Geçen nüshamızda resmini derc ettiğimiz istimle müteharrik büyük küreklerle bu kayalar vagonlara konulduktan sonra gayet kuvvetli lokomotifler vasıtasıyla mahall‑i mahsûsuna dökülür. (5) Ameliyatta en mühim hizmeti bu lokomotiflerle kuvvetli kürekler görmüştür. Çünkü Panama'nın hafrinde arazinin granit taşından mürekkep bulunmasından pek ziyade müşkilata tesadüf olunmuştur. Süveyş ve sâir kanallarla kat‘iyyen kâbil‑i kıyâs değildir. Her ne kadar Kil kanalı da bir harika‑i san‘at add edilmeğe şâyeste ise de Panama kadar himmet ve külfet ihtiyâr edilmemiştir. Mamafih bu fedakarlık nisbetinde Panama'nın dünyada mevcut kanalların hepsinden ziyade hâ’iz‑i ehemmiyet olduğu da müstağnî‑i izahtır.


Panama'nın hafriyâtı oldukça uzun bir fasılaya uğramıştır. Tasavvur olunmayan bir takım avarız ve müşkülat karşısında Fransız Kumpanyası'nın iflâsı Panama'nın hafr ve küşâdını tehir etmişse de bilahare vaziyet‑i devletin tebeddülü üzerine Cemahir‑i Müttefika‑i Amerika hükûmeti ameliyatın devamını ve kanalın küşadını âtîsi için bir mesele‑i hayatiye telakki etmiştir. 

Fransız Kumpanyası evvelce kanalın hafri için büyük bir azim ile başlamıştır. Hatta tahminen on sekiz sene evvel bu kumpanya tarafından kullanılan lokomotifler de getirilerek ameliyatta kullanılmıştır. (5) Fakat işin sonunun iyi hesap edilememesinden Fransızlar muvaffak olamadılar.[3]



-4-

Kanalın hafri için sarf olunan himmet ve hayret harikulade denmeğe sezadır. Evvelce arz ettiğimiz gibi hafriyata mâni‘ olan birçok avârız‑ı tabiiye ve mahalliye ameliyatın ilerilemesine hakikaten azîm bir hâ’il teşkil ediyordu.
Fakat bu avarızdan başka fevka'l‑me’mûl bir takım hadisat da ameliyatın büsbütün dûçâr‑ı su‘ûbet ve müşkülat olmasına sebep olmuştur. Meselâ; hitâm‑ı ameliyâta pek yakın bir zamanda 1909 da kanalda dehşetli yağmurlar neticesinde bir dağ eteğinin inhidamı bir çok makineleri toprağın altında bırakmış ve devam-ı ameliyatı epeyce müddet tatil eylemiştir. Çünkü şiddetli yağmurlar yağmasıyla yıkılan topraklar makineler üzerine adeta bir dağ gibi yığılmıştı. Bu makineleri çıkarmak için amele tarafından masraf edilen mesai fevkaladedir. Toprak birçok makineleri tamamıyla örtmüş bazıları kısmen toprağın altında kalmıştı. Bu makineleri çıkarma ameliyatı hayli uzun sürmüştür. (6) Panama Kanalı'nın ameliyatında en büyük arıza‑i tabîiyeyi vücûda getiren hatta Fransız Kumpanyası'nın muvaffakiyetsizliğine hatta iflas ederek işten çekilmesine sebep olan (Kolbera –Culbera) dağıdır. (7) Bu dağ granit taşından mürekkep olup kazma ile işlemek gayr‑i kabildir. Fakat dinamit sayesinde bu dağ parçalanmış kanal da kemal‑i muvaffakiyetle açılmıştır. Kanala su bırakıldığı zaman manzara büsbütün değişmiştir. Çünkü evvelce çöllere benzeyen kanal su salıverildikten sonra gayet dil‑nişin bir boğaz halini almıştır. [4]

-5-
 
Panama Kanalı için sarf olunan mesai harikuladedir. Kanalın hitam‑ı hafriyatı yaklaştıkça ameliyat yeni yeni bir takım müşkülat ve mevania duçar olmuştur. Hatta kanalın bidayet‑i hafrindeki kadar hitam‑ı ameliyatında pek büyük fedakârlık ihtiyar olunmuştur. Çünkü avarız-ı tabîiyenin biri beşeriyetin sa‘y‑i bi‑ârâmı karşısında kırılır kırılmaz bir diğeri onu takip ediyordu.
Granitten mürekkep olan (Kolbera) dağını deviren eller hitam‑ı inşaata yakın daha büyük müşkülat karşısında kaldılar. Lakin sa‘y ve dehayı mezc eden insaniyet bu mâniayı da ref‘ ve kal‘ etmekte gecikmedi. "Ekil" kanalında icaz‑nüma olan zeka‑yı insanî burada da harika gösterdi. Kanalın suyu denizden 75 kadem kadar irtifa‘ında bulunuyordu. Bunu zapt etmek ve seyr‑i sefaini temin eylemek icap ediyordu. İşte bunun için de Kil kanalında olduğu gibi elektrik ile açılıp kapanır müteharrik su bentleri bina ettiler. Bu bentleri 1 Kanun‑ı Sani 1913 de hitam bulmuştur. Bahr‑i Muhit‑i Atlasî'nin su bentleri inzar‑ı dikkate hakikaten kanalın en mühim yine en dakik kısmını arz eder. Bu bentlerin manzarası gayet hoştur. Yek nazarda sarf olunan gayret ve himmet anlaşılır.
Kanalın son ameliyatını Bahr‑i Muhit‑i Kebir bentlerinin inşası teşkil eder. Kanalın manzara‑i umumiyesi pek dil-nişindir. Bu da şayan‑ı dikkattir. Bu iki bentte hitam‑pezir olduktan sonra kanal seyr‑i sefaine salih bir hale gelmiş Yeni Dünya'ya harika‑engiz bir yenilik bahş eylemiştir.[5]

Bursa Araştırmaları, Nu. 36, Bahar 2012, s. 11-13. yayınlanmıştır.










[1] Musavver Malumat-ı Nafia, Numara 11, 24 Nisan 1330 [7 Mayıs 1914] s.168-169.
[2] Musavver Malumat-ı Nafia, Numara 12, 1 Mayıs 1330 [14 Mayıs 1914] s.184-185.
[3] Musavver Malumat-ı Nafia, Numara 13, 7 Mayıs 1330 [20 Mayıs 1914] s.204.
[4] Musavver Malumat-ı Nafia, Numara 14, 15 Mayıs 1330 [28 Mayıs 1914] s.220.
[5] Musavver Malumat-ı Nafia, Numara 15, 22 Mayıs 1330 [4 Haziran 1914] s.234-235.

Hiç yorum yok: