Sinan ÇULUK
Panama Kanalı, Atlas Okyanusu
ile Büyük Okyanusu birbirine bağlayan, dünyanın en önemli su kanallarından
biridir. Orta Amerika'daki Panama topraklarında 1880'de Ferdinand de Lesseps
öncülüğünde başlatılan çalışmaların ardından çeşitli zorluklara ve inşaatın
yarım kalmasına rağmen, Fransız ve Amerikalıların yeniden organizasyonu ile
tamamlanarak 1914 senesinde açılmıştır. Binlerce işçinin can vermesine sebep
olan kanal inşaatı, 20. Yüzyılın en büyük inşaat faaliyetlerindendir.
Osmanlı Arşivi'nde, inşaatın
sürdüğü yıllarda devletin yakından takip ettiği faaliyetlere dair bir hayli
vesika mevcuttur. Buna bağlı olarak inşaatın safhaları kamuoyunda da ilgi ile
takip edilmiş, gazete ve dergiler bilhassa açılışın yaklaşmasıyla haberlerini
yoğunlaştırmışlardır. Musavver Malumat-ı
Nafia mecmuası da bundan geri kalmayarak okuyucularına "Hüdavendigar
Vilayeti'nde Pazarköy kazası İslam ahalisinden, Panama Kanalı Makinistlerinden
Mustafa Fehmi Efendi" nin gönderdiği yazı ve fotoğrafları sunmuştur.
Mustafa Fehmi Efendi'nin kimliği hakkında ayrıntılı bir malumat verilmemiştir.
Biz de yaptığımız araştırmada bu zat hakkında hiçbir bilgiye tesadüf edemedik.
Umarız ki bu yazı vesilesiyle belki bir yerlerden tanıyanı çıkar da
faydalanırız.
Musavver Malumat-ı Nafia mecmuasının 11-15. sayılarında, 7 Mayıs-4 Haziran
1914 tarihleri arasında yayınlanan, bir Türk'ün gözünden Panama Kanalı
inşaatına dair satırları sizlere sunuyoruz. Metin, üslubunun bozulmaması için
sadeleştirme cihetine gidilmeden, külfetsiz bir transkripsiyonla günümüz
yazısına aktarılmıştır.
Acâyib‑i Âlemden Bir Hârika‑i Medeniyyet
Panama Kanalı
Nazarları kamaştıran medeniyet‑i hâzıra belki bütün inkılaplara
sebep olacak hâdisât‑ı âlemden en mühimmi de Panama Kanalı'dır. Kanalın küşâdı
tarih‑i insâniyeti yeni bir muvaffakiyet‑i harikulade ile tetvîc etmişdir. En
nâfi‘ ve şâyân‑ı dikkat vuku‘ât-ı cihânı pîş‑i enzârâ vaz‘ etmek emeliyle çalıştığımızdan,
çoktan beri Yeni Dünya'nın ahvâlinden muhîtimizi haberdâr etmek için
çalışıyorduk. İşte Anadolu'nun fedâkâr, azimkâr bir yavrusu olan Panama Kanalı
makinistlerinden Mustafa Fehmi Bey kardeşimiz tarafından Yeni Dünya'nın
terakkiyât ve teceddüdâtından vatandaşlarını müstefîd etmek için vatanımızdan
yüz binlerce fersah mesafelerden bizlere îsâr edilen tuhfe‑i hamiyeti nazar‑ı
dikkate arz edeceğiz. Bâ‑husûs kanalın tâ bidâyet‑i hafrinden târîh‑i küşâdına
kadar geçirdiği safahât büyük kıt‘ada dokuz aded tabloda gösterildiğinden
bunları sırasıyla derc ederek Panam[a]'nın sûret‑i hafrini bir sinema gibi
göstereceğiz ve bu sûretle asîl ve necîb vatandaşımızın hamiyet‑i milliye,
gayret‑i vataniyyesi sayesinde Panam[a]'nın bir kıt‘a mükemmel panoramasını
hediye etmiş olacağız.
Panama Kanalı ve Suret‑i Hafr ve Küşâdı
Panama Kanalı'nın tarihçe‑i hafrinden bahs etmek her halde
mûcib‑i istifâdedir. Bu kanalın ehemmiyeti fevkaladedir. Malumdur ki Amerika
iki kısımdır. Panama bu iki kısmı yekdiğerine birleştiriyordu. Amerika'nın
şimalinden dolaşmak mümkün değildir. Kıt‘a‑i cenûbîyedeki (Majellan)
Boğazı'ndan geçmek ise sefâ’in için gâyet tehlikelidir çünkü burası Amerika‑yı
cenûbînin müntehâsı ve en tenha noktasıdır. Bundan başka boğazda sefâ’inin
mürûruna mâni‘ olacak bir takım avârız‑ı tabî‘iyye de vardır. Binaenaleyh
Panama Kanalı'nın hafri zarûrî idi. Fakat Panama berzahında gayet müthiş bir
hastalık (sarı humma) illeti var. Amele dayanmıyor, pek çabuk hastalanıyor ve
ölüyordu amele bulmak müşkül olduğundan pek ziyade gündelik vermek icap
ediyordu. Bundan başka kanalın açılacağı yerler gayet arızalı bâ‑husûs bu
arızalı arâzînin bir noktasında gâyet yüksek bir dağ var, bu dağ granit
taşından mürekkep bulunuyor. Bu dağı kırmak, ortadan kaldırmak fevkalade
masraflı ve müşkül idi. İşte Süveyş Kanalı'nı kemâl‑i muvaffakiyetle açan De
Lesseps bu teşebbüsünde muvaffakiyet gösteremedi. İlk önce kanalın hafrini der‑uhde
eden Fransız Kumpanyası iflas etti. Birçok sû’i isti‘mâlât da vukû‘ buldu.
Hatta Fransız (Büyük Fransız) namıyla yâd ettikleri De Lesseps bile huzûr‑ı
mahkemeye çıkarıldı. Sonra yeniden hafriyata başlandı. İşte bir milyar sarfıyla
vücuda gelen bu
kanal insaniyete bir yadigar‑ı mefharet daha bıraktı.
Kanalın hafriyatında kazma kürekten ziyade
dinamit işe yaramıştır. İşte resmimizde görüldüğü (1) üzere ameleler (Oir
Drills) tabir olunan burgularla yirmi beş kademe kadar tahtelarz delik
delerler. İşte yüz binlerce amele ellerindeki bu aletlerle arızalı araziyi
delik deşik ederler.[1]
-2-
Panama
Kanalı'nın hafr olunacağı arazinin bir çok avârız‑ı tabî‘iyye ile muhât
bulunmasından dolayı bu avârızı ref‘ ve kal‘ için yine beşeriyet deha‑yı i‘cazkârına
istinat ederek dağları devirecek kadar dehşet‑engîz vâsıtalar bulmuştur. İşte
bu vasıtalardan en mühimmi geçen nüshamızda resmi görüldüğü vech ile araziyi
bir takım makinelerle delip dinamitle atmakdır. Bu binlerce âlet‑i mahsusa ile granitten
mürekkep arızalı arazide yine binlerce delik açtıktan sonra bu deliklere
dinamit doldururlar. Dinamitin müthiş kuvvetinden istifade ederek dağları
devirirler. Bu dinamit atıldığı zaman ev gibi büyük kayalarla beraber semalara kesif
bir duman yükselir. Granitten dağ devrilir. (2)
Bittabi
dinamitin saye‑i heybetinden parçalanan dağdan kopan ev kadar büyük kayaları insan
vasıtasıyla nakl etmek kabil değildir. İhtiyaç müvellid‑i ihtira‘dır derler.
İşte insanlar dağları dinamitten istifade ederek devirdikleri gibi bu dağ
parçalarını da nakletmenin kolayını bulmuşlardır. Bunun için de stimle
müteharrik Steam Shovel ta‘bîr olunan bu kürekler ki yirmi beş ton sikletinde
olan kayaları yerden alıp vagonlara yükletirler. (3) Bu kürekler adeta vinç
vazifesini ifa ederler. Gerek dinamitin ve gerek küreklerin kanalda ifa
eylediği hizmet pek büyük ve mühimdir. Belki yüz binlerce amelenin senelerce
çalıştıkları halde kazmağa ve nakletmeğe muvaffak olacakları bir ameliyat
dinamit ve makineler sayesinde pek az zamanda ve işin vüsat ve azametine rağmen
az amele ile yapılıyor. Ba‑husus orada çalışan mühendisler aynı zamanda birer
muhteri‘dir.
Kanal hafr olunurken hesap ve ihtimal dâhilinde
olmayan bir arıza mesailerini sektedar eder. İşte ona karşı ameliyatı idare
eden mühendisler hemen tedabir ittihaz ile icap ederse makine ihtira‘ ederler
bu istimli kürekler de bu kanala mahsus bir ihtira‘dır. [2]
-3-
Amerikalılar
bâ‑husûs Cemâhir‑i Müttefika‑i Amerika bu kanalın hafr ve küşâdı için pek
ziyâde külfet ihtiyâr etmişlerdir. Yirminci asır medeniyetin en hârika‑engîz
âsârı arasında Panama Kanalı hiç şüphesiz birinciliği ihrâz eder. Bu kanalı
açmak için lede'l‑îcâb makine icat ettikleri gibi bilhassa kanalın hafri için
fabrikalar bina etmişler amele kışlaları vücuda getirmişlerdir.
Bu inşaat
arasında en büyük masrafı istilzâm eden kanalın esnâ‑yı hafrinde dinamitle
atılan dağ parçalarını nakletmek için yapılan şimendüfer yollarıdır. Kanalın
etrafı bu yollarla muhattır.
Geçen nüshamızda resmini derc ettiğimiz istimle
müteharrik büyük küreklerle bu kayalar vagonlara konulduktan sonra gayet
kuvvetli lokomotifler vasıtasıyla mahall‑i mahsûsuna dökülür. (5) Ameliyatta en
mühim hizmeti bu lokomotiflerle kuvvetli kürekler görmüştür. Çünkü Panama'nın
hafrinde arazinin granit taşından mürekkep bulunmasından pek ziyade müşkilata tesadüf
olunmuştur. Süveyş ve sâir kanallarla kat‘iyyen kâbil‑i kıyâs değildir. Her ne
kadar Kil kanalı da bir harika‑i san‘at add edilmeğe şâyeste ise de Panama
kadar himmet ve külfet ihtiyâr edilmemiştir. Mamafih bu fedakarlık nisbetinde
Panama'nın dünyada mevcut kanalların hepsinden ziyade hâ’iz‑i ehemmiyet olduğu
da müstağnî‑i izahtır.
Panama'nın hafriyâtı oldukça uzun bir fasılaya
uğramıştır. Tasavvur olunmayan bir takım avarız ve müşkülat karşısında Fransız
Kumpanyası'nın iflâsı Panama'nın hafr ve küşâdını tehir etmişse de bilahare vaziyet‑i
devletin tebeddülü üzerine Cemahir‑i Müttefika‑i Amerika hükûmeti ameliyatın devamını
ve kanalın küşadını âtîsi için bir mesele‑i hayatiye telakki etmiştir.
Fransız Kumpanyası evvelce kanalın hafri için
büyük bir azim ile başlamıştır. Hatta tahminen on sekiz sene evvel bu kumpanya
tarafından kullanılan lokomotifler de getirilerek ameliyatta kullanılmıştır.
(5) Fakat işin sonunun iyi hesap edilememesinden Fransızlar muvaffak
olamadılar.[3]
-4-
Kanalın
hafri için sarf olunan himmet ve hayret harikulade denmeğe sezadır. Evvelce arz
ettiğimiz gibi hafriyata mâni‘ olan birçok avârız‑ı tabiiye ve mahalliye ameliyatın
ilerilemesine hakikaten azîm bir hâ’il teşkil ediyordu.
Fakat
bu avarızdan başka fevka'l‑me’mûl bir takım hadisat da ameliyatın büsbütün
dûçâr‑ı su‘ûbet ve müşkülat olmasına sebep olmuştur. Meselâ; hitâm‑ı ameliyâta
pek yakın bir zamanda 1909 da kanalda dehşetli yağmurlar neticesinde bir dağ
eteğinin inhidamı bir çok makineleri toprağın altında bırakmış ve devam-ı ameliyatı
epeyce müddet tatil eylemiştir. Çünkü şiddetli yağmurlar yağmasıyla yıkılan
topraklar makineler üzerine adeta bir dağ gibi yığılmıştı. Bu makineleri
çıkarmak için amele tarafından masraf edilen mesai fevkaladedir. Toprak birçok
makineleri tamamıyla örtmüş bazıları kısmen toprağın altında kalmıştı. Bu
makineleri çıkarma ameliyatı hayli uzun sürmüştür. (6) Panama Kanalı'nın ameliyatında
en büyük arıza‑i tabîiyeyi vücûda getiren hatta Fransız Kumpanyası'nın
muvaffakiyetsizliğine hatta iflas ederek işten çekilmesine sebep olan (Kolbera
–Culbera) dağıdır. (7) Bu dağ granit taşından mürekkep olup kazma ile işlemek
gayr‑i kabildir. Fakat dinamit sayesinde bu dağ parçalanmış kanal da kemal‑i
muvaffakiyetle açılmıştır. Kanala su bırakıldığı zaman manzara büsbütün
değişmiştir. Çünkü evvelce çöllere benzeyen kanal su salıverildikten sonra
gayet dil‑nişin bir boğaz halini almıştır. [4]
-5-
Panama
Kanalı için sarf olunan mesai harikuladedir. Kanalın hitam‑ı hafriyatı
yaklaştıkça ameliyat yeni yeni bir takım müşkülat ve mevania duçar olmuştur.
Hatta kanalın bidayet‑i hafrindeki kadar hitam‑ı ameliyatında pek büyük fedakârlık
ihtiyar olunmuştur. Çünkü avarız-ı tabîiyenin biri beşeriyetin sa‘y‑i bi‑ârâmı
karşısında kırılır kırılmaz bir diğeri onu takip ediyordu.
Granitten
mürekkep olan (Kolbera) dağını deviren eller hitam‑ı inşaata yakın daha büyük
müşkülat karşısında kaldılar. Lakin sa‘y ve dehayı mezc eden insaniyet bu mâniayı
da ref‘ ve kal‘ etmekte gecikmedi. "Ekil" kanalında icaz‑nüma olan
zeka‑yı insanî burada da harika gösterdi. Kanalın suyu denizden 75 kadem kadar
irtifa‘ında bulunuyordu. Bunu zapt etmek ve seyr‑i sefaini temin eylemek icap
ediyordu. İşte bunun için de Kil kanalında olduğu gibi elektrik ile açılıp
kapanır müteharrik su bentleri bina ettiler. Bu bentleri 1 Kanun‑ı Sani 1913 de
hitam bulmuştur. Bahr‑i Muhit‑i Atlasî'nin su bentleri inzar‑ı dikkate
hakikaten kanalın en mühim yine en dakik kısmını arz eder. Bu bentlerin
manzarası gayet hoştur. Yek nazarda sarf olunan gayret ve himmet anlaşılır.
Kanalın
son ameliyatını Bahr‑i Muhit‑i Kebir bentlerinin inşası teşkil eder. Kanalın
manzara‑i umumiyesi pek dil-nişindir. Bu da şayan‑ı dikkattir. Bu iki bentte
hitam‑pezir olduktan sonra kanal seyr‑i sefaine salih bir hale gelmiş Yeni
Dünya'ya harika‑engiz bir yenilik bahş eylemiştir.[5]
Bursa Araştırmaları, Nu. 36, Bahar 2012, s. 11-13. yayınlanmıştır.
[1] Musavver
Malumat-ı Nafia, Numara 11, 24 Nisan 1330 [7 Mayıs 1914] s.168-169.
[2] Musavver
Malumat-ı Nafia, Numara 12, 1 Mayıs 1330 [14 Mayıs 1914] s.184-185.
[3] Musavver
Malumat-ı Nafia, Numara 13, 7 Mayıs 1330 [20 Mayıs 1914] s.204.
[4] Musavver
Malumat-ı Nafia, Numara 14, 15 Mayıs 1330 [28 Mayıs 1914] s.220.
[5] Musavver
Malumat-ı Nafia, Numara 15, 22 Mayıs 1330 [4 Haziran 1914] s.234-235.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder