Hazırlayan: Sinan ÇULUK
Bir anlamda üçüncü dünyacı ve anti-emperyalist
yaklaşımların açıkça görüldüğü imzasız bir yazıya rastladım. 1926 senesinde
yayınlanmış bir yazı. Türk milyonerleri ve kapitalistleri ortaya çıkarmanın
hedefte olduğu yıllarda, Amerika dışındaki ülkelerde de milyonerlerin
bulunabildiği, üstelik bir hayli sermaye biriktirdikleri de tespit edilince,
model ülkede Doğu'ya doğru bir kayma olmuş. Günümüzde de Hindistan'ın en büyük
sermaye ve endüstri gruplarından TATA'nın sahibi ve gelişimi ile ilgili bu
yazıyı olduğu gibi neşrediyorum.
Yekdiğerine gayet sıkı bağlarla merbut Hind milyoneri "TATA" nın ailesi erkânı |
↔
HİNDİSTAN'DA AMERİKANKÂRÎ YETİŞMİŞ
BİR MİLYONER AİLE VAR![i]
Tata On Parasız Bir İnsan İken, Öldüğü Zaman Yüz Kırk
Milyon Lira Servet Bırakmıştır. Hint Milyonerinin Kurduğu Müesseseler Bir Kül
Halinde İşlemektedir.
On paraya malik değil iken milyoner olan ilk insan
ihtimal ki Amerikalıdır. Ve kazandığı para da Amerika dolarıdır. Bunun içindir
ki milyoner deyince Amerikalı hatıra geliyor. Filhakika şimdi milyonerlik
Amerikalılara mahsus olmaktan çıkmıştır. İngilizler, Fransızlar hatta
Japonyalılar arasında birçok milyonerler vardır. Fakat her nedense, ahali
tabakasında fakr u zarureti meşhur olan Hindistan'da milyoner yetiştiği malum
değildir. Vakıa eski zamandan beri Hindistan'da milyon sahipleri eksik değildi.
Maddi refahın evc-i bâlâsında yaşayan ve belki de her gün milyon sarf eden
prenslerin, racaların serveti dillerde destan olmuştu. Fakat bu servetler eski
usulde kazanılmış, daha doğrusu ahaliden gasp edilmiş milyonlardı. Hindistan'ın
ilk garp usulündeki milyoneri (Camsetci Tata) idi.
Jamsetji Nasarwanji Tata (3 Mart 1839 – 19 Mayıs 1904) |
(Tata) bütün manasıyla Amerikankârî bir milyonerdi.
Yani onluksuz bir insan iken, öldüğü zaman yüz kırk milyon lira sahibi bir adam
olmuştu. Hindistan milyoneri bu gün sağ değildir. Fakat kurduğu müesseseler
hâlâ ailesi tarafından bir kül halinde işletilmektedir. Bu nokta-i nazardan bu
müessese bir sabun köpüğü gibi şişip de gaip olan Alman milyarderi Hügo
İştaynes'in[ii]
müessesesinden daha sağlamdır. Zira malum olduğu üzere, Hügo İştaynes,
sağlığında bütün Alman sanayini adeta bir inhisar şeklinde eline geçirmeğe
muvaffak olduğu halde, ölür ölmez, evlatları arasında ihtilaflar baş göstermiş
ve nihayet Hügo İştaynes müessesesi darmadağın olmuştur. Hint milyonerinin
kurduğu müessese ise, tamamıyla başka bir manzara irae etmektedir. Resimde
görüldüğü üzere milyoner ailesi, yekdiğerine gayet sıkı bağlarla merbut bir
ailedir. Milyonerin en büyük evladı (Vorayci Tata) müessesenin müdürüdür. Diğer
evlatlar da babalarının kurduğu cesim iş makinasında çalışmaktadırlar. Yalnız
içlerinden biri (Saklatevala) İngiltere'de büyük bir İngiliz şimendifer
şirketinin müdiriyetinde bulunmaktadır. Ayni zamanda İngiliz Meclis-i
Mebusanı'nda azadır. İngilizler, Hintlileri hakir gördükleri halde, bir
Hintlinin şimendiferlerinde müdür olmasına ve meclis-i mebusanlarında da aza
bulunmasına müsamaha etmeleri, Tata Ailesi efradının ne kadar yüksek
kabiliyette insanlar olduğunu ispata kâfidir.
Tata bugün servetini demir mamulâtında kazanmıştır.
Hindistan'da zengin demir madenleri vardır. Otuz sene evveline kadar bu
madenlerin hiçbirinden istifade edile[me]mekde idi. Hâlbuki Hindistan'ın
şimendifer raylarına büyük ihtiyacı vardı. Tata şu yolda düşündü.
-Zengin maadin yeraltında yatıyor. Bu maadini
yeryüzüne çıkarmak için lazım gelen amele, Avrupa'daki ameleden on kat daha
ucuza Hindistan'da mevcuttur. Bu şerait altında Hindistan'da Avrupa'dan daha
ucuza ray imali mümkün olmalıdır.
Bunun üzerine Tata işe koyulmuş. Fakat kendi
mukadderatına ve kendi memleketine hâkim olmayan her esir milletin efradı gibi
birçok müşkülat karşısında kalmıştır. Evvela İngilizler, Hindistan'ın
Hintlilerden ziyade İngilizlere ait olduğu manasını ifade eden bir vaziyet
almışlar. İngiltere'de olduğu gibi Hindistan'da da madenlerden ancak
İngilizlerin istifade edebileceğini söylemişler. Tata uğraşmış, çalışmış ve
nihayet bu mânii izale etmiş. Fakat bundan sonra daha büyük bir müşkül baş
göstermiş. İngiliz hükümeti, İngiltere'deki fabrikalar işsiz kalacak diye
Hindistan'da ray imaline müsaade etmek istememiş. Zira İngiliz fabrikalarının
yüzde doksanı Hindistan gibi piyasalar için işlemektedir. Hindistan kendi
ihtiyacını sa‘yi ile tatmin edecek olursa, İngiliz fabrikalarının işsiz kalmaları
lazım gelir.
Tata'dan başkası bu kadar müşkülat ile karşılaşmış
olsa ağleb-i ihtimal mücadeleden vaz geçerdi. Tata meyus olmadı. Azimkarane
çalıştı. Ve nihayet bu mâni'i de bertaraf etmeğe muvaffak oldu. Fakat Tata için
en büyük mücadele devri bu siyasi mâni‘leri bertaraf ettikten sonra başladı.
Müteşebbis Hintli, birçok maden mühendislerine müracaat etti ve Hindistan'ın
muhtelif yerlerinde keşfiyat yaptırdı. Nihayet Bombay'a yakın ormanlar içinde
üç milyar tonu demir olan bir maden keşfedildi. Yalnız bu maden İngiltere'de
mevcut bilumum demir madenlerinden daha zengin idi. Şimdiye kadar Rusya ve
Amerika'dan mâada hiçbir memlekette bu kadar zengin maden bulunmamıştı. Tata
mühendisleriyle işe koyuldu. Bunun neticesi, o gün vahşi orman olan bu mevkiler,
sekenesi işçilerden ibaret olan kırk beş bin kişilik büyük, yeni ve müreffeh
bir şehir vücut bulmuştur.
Tata bu şehrin banisidir. Nasıl ki Henri Ford
Amerika'da Ditroyd (Detroit) otomobil fabrikalarının inşa edildiği şehrin
banisidir. Bu gün Henri Ford'un otomobil fabrikaları yüz elli bin kişi istihdam
etmektedir. Bu yüz elli bin kişi aile sahibi kimselerdir. Her aileyi asgari
dört hesap edecek olursak, Ford müessesesinden altı yüz bin nüfusun geçinmekte
olduğu anlaşılır.
Avrupalılar ve Amerikalılar, sanayide yalnız
kendilerinin muvaffak olacaklarını iddia etmekte idiler. Tata, ihraz ettiği
muvaffakiyetle zihinlerde kökleşen bu kanaati sarsmıştır. İngiltere'de demir ve
kömür madenleri her gün azalmaktadır. Bir zaman gelecektir ki Hindistan ve
Hindistan'la beraber Türkiye gibi, tabii menâbii zengin olan memleketler,
İngiltere'ye demir ve hatta kömür yollayacaklardır. İngiltere'nin büyüklüğünün
bir amili, kömür olmuştur. Kömür sanayide istimal edilmeğe başlandığı tarihten
itibaren İngiltere'nin mukadderatı da parlamıştır. Hatta kömür sayesinde
Hindistan'a hâkim olmuştur. Şimdi karaelmas Hindistan'dan parlayınca, acaba
roller değişecek de Hindistan hâkim, İngiltere de bir müstemleke mi olacaktır?
İnşallah diyelim!
[i] Haftalık Mecmua, sayı 39, 12
Nisan 1926.
[ii] Hugo Stinnes (12 Şubat 1870 - 10
Nisan 1924) Alman sanayici ve politikacı.